Biz nesil olarak hem şanslı, hem de şanssızız diye düşünüyorum..Çocukluğumuz ve gençliğimiz maddi sıkıntılarla geçti, ama maneviyat olarak gönlümüzü, ruhumuzu besleyen kaynaklar vardı...
Geriye dönüp baktığımda ne güzel hatıralarımız var,meselâ yazlık sinemaları hatırlıyorum.
Oralarda çalınan, Selda Bağcan"in "Sivas ellerinde sazım çalınır ",
Barış Manco'dan "Zordur Almak bizden kızı "
Zeki Muren'den "Akşamın Olduğu Yerde bekle diyorsun"
Emel Sayın'dan "Yağdır Mevlam Su"
Orhan Gencebay'dan "Sevemedim Karagözlüm "
Yine okuduğumuz romanlar,Ezberledigimiz kahramanlik şiirleri ,
Bayramlarımız, katılmanın gururu ,bando takımımızda çaldığımız parçalar..
Tarih hocamizin anlattığı koñular gönlümüzde, ruhumuzda milli şuur uyandırırdı..
Tommix Teksas resimli romanlarını hep hatırlarım..Yorganin için de annemizden saklı okurduk.
Nasıl da özgürmüşüz ,gönlümüz, ruhumuz,sanatla beslenmiş, ilahilerle, mevlütler okunurdu, kandil geceleri..
Bu güne göre, ne güzel bir hayatımız,çocukluğumuz, gençliğimiz varmış..
Hele ocaklarda söylediğimiz marşlar...
Gönlümüze gurur yüklerdi. .
"Ceddin Deden neslin Babam
Hep kahraman Türk Milleti.."
Haydi deseler,Viyana Kapılarına dayanacak bir ruh..
Şimdi, müziği yasaklamak isteyen bir zihniyetin yönetimindeyiz
.Bağnaz, tutucu, ruhsuz,gönülden uzak bir Emevi zihniyeti..
Kendilerine göre müzik günahtır, sanat günahtır, herşeye günah gözüyle görürler,bakarlar,düşünürler...
Niye! Çünkü beslendikleri bir milli kaynak yoktur, müzik, resin,edebiyat,şiir ,marş gibi..
Üretemezler, kısırdırlar. .
Hâlbuki, Sanat bizi Allaha götüren köprüdür, der..
Georg Ebers..
Türk Milleti yüzyıllar ötesinden kültürünü oluşturmuştur. Her konuda eser meydana getirmiştir.
Bu özellik ilerlemiş pekçok millette yoktur..
Bunu yaşadığı zamanda da kullanmıştır.
Mesela Mete Han Altın tabak ve kaşiklarla misafirlerine yemek ikram etmiştir..
Yine Rusya Müzelerinde sergilenen Altın Elbiseli Adam " vardır..Bir Türk Prensine aittir..
Bu bize o dönemdeki sanatı, zenginliği, madenleri tanıyıp, işledigimizi gösterir..
Yine o dönemden bu zamana taşıdığımız kilimlerimiz, oyalarımız, heybelerimiz, seccadelerimiz, kanevicelerimiz, halılarımız..
Yine zeybeğimiz, barımız,horonumuz halaylarımız harmandalimız, bunlar milletimizi diğer milletlerden öne çıkaran özelliklerimizdir...
Mesela: Bundan 35 sene once 1985 yillarinda Bulgaristan, Orada yaşayan Türk'leri asimilasyona tabii tuttular..Dil,din,gelenek göreneklerini yasakladılar. .
Onlara kültür emperyalizmini maruz bıraktılar,
Bütün dünya, Türkiye'de dahil bu zulmü görmemezlikten geldi...
Bulgaristan'da yaşayan Türkler, milli kültürleri ve sanatlarıyla Türk olduklarını ispatlamaya çalıştılar, mücadele ettiler..Kazandilar da. .
Işte Siyasi Islâm zihniyetinin bunlar umurunda değildir. Çünkü milli şuur, milli zevk,ruh onlarda yoktur..
Arap sevicileri oldukları için önem vermezler..
Ama Arabın kültürünü de bilmezler..
Avrupa hayranlığı kadar,Arap hayranlığı da milletimizin geleceği için tehlikelidir...
Bu tehlike, "Bir seccadem var nerede olsa orada namaz kılarım," Diyecek kadar milli şuur,vatan sevgisinden uzaklaştılar..
Ondan sonra Yabancı ülkelerin ajanı haline geldiler..Fetö bunu yaptı, gençlerimizi vatanına düşman hale getirdi..
Türkülerimizi içine sindiremeyen, ondan feyz almayan bizi terennüm edemez..
Ne diyor şair,
Ah bu türküler,
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz
Ah bu türküler,
Dilimizin tuzu biberi,
Memleket ahvalini onlardan sor,
Kitaplarda arama Yemeni ,
Öleni kalanı, gidip gelmeyeni,
Ben Türkülerden aldım, haberi..
Yine Koca Yunus ne der,
Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil..
Bunu hissetmeyen birisinin dini anladığını, yaşadığını kabul etmek mümkün mü.. ?
Yüreği nefisten arındıran, kinden,garazdan, fesatliktan arındıran sanattır. .
Siyasî islam,bizi yönetenlerde sanat sevgisi,olmadığı için kin ve garaz içindedirler..
Mimari yapılarına bakmak lazım,
Mimar Sinan'ın eserlerindeki ruha bakınca zamanımızdaki devasa gökdelenlerle, beton yapılarıyla karşılaştırmak bile insanı rahatsız ediyor. .
Ruhsuz, edebiyatsız,şiirsiz, resimsiz, marşsız,türküsüz, şarkısız bir hayat nekadar tatsız, tuzsuz yaşanmaz olur..
Ve böyle bir zihniyetin yönetimide baskıcı, zulümkar,nefsek, zevk ve şatavatin hüküm sürdüğü bir memleket olur...
Bu iktidar yeşile düşman,kuşa, böceğe, kelebeğe,insani değerlere düşman. .
Çünkü sanata düşman, yüreği kara,kapkara..
Meselâ, Alevi Deyişleri dinleyen yürekler insani değerleri,ayrılığı, yokluğu, mertliği,yiğitliği sevdayı yaşar ve yaşatır. .
Türk Dünyası ancak dil ve sanatla birlik olur,Turani hayal eder..
Bir millet ekonomik,teknoloji, ilim alanında zayıf kalsa çalışarak diğer ülkeleri yakalayabilir, hatta geçebilir de..
Ama sanat alanında geri kalırsanız milli kültür ve sanatınızı geliştiremezseniz milletinizi ilerletemezsiniz.. Boşluğu dolduramazsanız. .
Bir halk oyununu kimse sonradan meydana getiremez...
Bunun için bugün en büyük tehlike kültür emperyalizmidir. .
Milletimizin şuuruna Arap kültürü, Islamiyetten önceki cahiliye dönemi işlenmektedir.
Insanımız, şahsiyetsiz,kişiliksiz nefsek bir karektere bürünmüştür. .
Sağlam karekterli Türk Insanini tenekeye çevirmişlerdir..
En kısa zamanda bu iktidardan,bu zihniyetten,kurtulmamız gerekmektedir...
Bunun için topyekün bir mücadele şarttır, Yoksa çok geç kalabiliriz. ..