Ülkücüler insanlık alemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır...Alparslan TÜRKEŞ…
Korkmayınız; Ülkücüler vatan için vardır; Ülkücüleri bölmeden bu vatanı bölemezler.... Alparslan TÜRKEŞ...
Başbuğun bu sözlerini yazarken ömrümüzün bütününü verdiğimiz ve dünyanın gıpta ettiği kardeşlik birliği içinde, disiplinli, vefalı, ahlaklı, samimi ve kültür dolu hareketimizde gelinen son noktada bu iki söz canımı çok yaktı. Başbuğ sağ olsaydı üzüntüden inme gelirdi. Bu sebeple mazimize ve atimize baktım baktım ve sorgulayınca ağlamadan yapamadım. Kendime engel olamadım. Parmaklarım klavyede gezerken gözlerimden yaşlar isteğim dışında aktı da aktııı...
Alparslan Türkeş, Başbuğumuz, milletine, devletine, vatanına ve mukaddesatına bağlı olmanın bedeli çok ağır ödedi...
Hayatının hapis, sürgün ve mahkemelerde geçen sürelerinin haricindeki zamanlarda ise çok daha büyük üzüntüler çekti...
Dışarıda olduğu zamanlarda bilinen 5 bin yıllık Türk Tarihini bilmeyen uşak zihniyetli ve yabancı ideolojinin yerli ve yabancı uşaklarının ülkemizi silik tarihleri olan ülkelere peyk yapma çalışmalarına engel olmak için, başta Türk Gençliği ve Türk Milletini uyanık olmaya çağırırken "evlatlarım" dediği biz ülkücü gençlerin şehit edilmesine ve yaralanmasına şahit oluyor. Her saldırı haberinde yüreğine bıçak saplanıyordu. Çünkü bütün ülkücülere evlat gözüyle bakıyor ve birinin eline diken dahi batsa kendisini sorumlu bir baba gibi hissediyordu. Devleti yöneten yetkililere akan kanların durdurulması için önlem almaya çağırmalarına yönetenler kulak tıkadıkları gibi olayların esas sorumlusu olarak onu hedef tahtasına oturtmaya çalışıyorlardı.
Her şehadet ve saldırı haberi geldiğinde Türk Vatandaşlarının hepsinin kardeş olduğunu asla kışkırtmalara gelmemelerini ve gönül seferberliği başlatılması gerektiğini söylemesine rağmen iki kutuplu dünya uşak ruhluları tarafından faşist ve katil olarak yaftalanıyordu. Ülke, millet, devlet ve maneviyat düşmanları onu olayların tek sorumlusu olarak muhatap göstererek onun önünü kesmek istiyorlardı...
Her türlü ahlaksızlığa karşı çıkmasına rağmen; ülkede her alanda büyük ahlaksızlıklar oluyordu. Ömrünce mücadele ettiği ahlaklı bir Türkiye kuramamak onu çok yormuştu. Korumaya çalıştığı aziz Türk Devletini yönetenler ona hiç te iyi davranmamışlardı…
Ömrünün bütünü sıkıntılı geçen hayatı 4 Nisanda son buldu. Rabbim rahmet eylesin.
Yazının geri kalan kısmını 4. Nisan 2017 de yazmış olduğum köşe yazımla devam ediyorum.
Kaybedildiğinde Değerli Anlaşılan Devlet Adamı: BAŞBUĞ
(Türkeş Bey’i yalnızca samimi Ülkücülerin anlayabilmiştir.)
Hayatı boyunca gönül verdiği Türk Milleti ve Devleti tarafından;
Çok güvenildi ve;
Tam bir devlet adamı olarak kabul edildi ;
Zor anlarda ondan imdat beklendi ama;
Geniş zamanlarda unutuldu;
Ciddi duruşu örnek olarak gösterildi;
Ama ciddi duruşuyla korku malzemesi yapıldı;
Uyarılarının tamamına yakınında haklı çıktı;
Ama hiç bir uyarısı dikkate alınmadı;
Türkiye’yi kurtarabilecek projeleri unutturuldu;
Liderler arasında en çok kitap yazmasına rağmen;
Gerçek manada en az tanınan oldu;
Devleti için çok çalışırken bile suçlu ilan edildi;
Ama bu mağduriyet üzerinden faydalanmayı düşünmedi;
Ömrünün bir çok safhasında tutuklu kaldı;
Ama asla milletine ve devletine küsmedi ve cephe almadı.
Sağlığında Türk Dünyasının bağımsızlığı için çırpındı;
Ama Türklerden çok ta destek görmedi;
İslam’a çok büyük değer vererek yaşamaya çalıştı;
Ama siyasal İslamcılar ve cemaatler tarafından İslam düşmanı gösterildi;
Türk Dünyasında saygı duyulan bir Türk büyüğü olarak kabul gördü;
Türkiye’de küçük bir parti lideri olarak görüldü;
Dünya tarihindeki en ciddi devlet adamlarından biri oldu;
Ama dünyada en çok haksız yere suçlananlardan biri oldu;
Türk Milletinden asla umudunu kesmedi ve ona küsmedi;
Can düşmanları her şartlarda onun hep aleyhine çalıştı;
Ama kişiliğini, şahsiyetini, dik duruşunu hep takdir etti;
Sağlığında hakiki Ülkücüler hariç kimse destek vermedi;
Cenazesinde bütün Türkiye onu Hakk'a yolcu etmeye geldi;
Cenaze sonrası insanlar sağken ona oy vermeyenler pişmanlıkların ifade etti;
Ve sağlığında vermedikleri desteği onun binde biri bile olmayana verdi;
Hayattayken o Devletini ve Türk Milletini çok iyi anlıyordu;
Türk Milleti ise onu, yokluğunda ve çok geç anladı....
Ezcümle olarak: Türk Milletinin uzak durduğu bir sevdiği oldu.
Cennetmekan Başbuğum, gençliğin, şuurlu bir imanla Allah’ını ve milletini seven nesil olması yolunda verdiğin hizmetler için bizzat bu hizmetlerden yararlanan ve bu hizmetlere muhatap olan birisi olarak bizim doğruyu bulmamıza vesile olduğunuz için Allah razı olsun diyorum.
DEĞERLİ İNSAN, BAŞBUĞUM VE TÜRKEŞ BEY TÜRK MİLLETİ İÇİN YAPTIĞIN HİZMETLERDEN DOLAYI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİN EN SAMİMİ YAPISI OLAN ÜLKÜCÜLER ADINA TEŞEKKÜR EDİYOR MEKANIN CENNET OLSUN DİYORUM
O nu yokluğunda daha İYİ anladığımız…