Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde, ömrümce en öne geçirdiğim kendime ait doğrularıma ve inandığım değerlere saygı göstermediğine inandığım Cumhur İttifakına karşı muhalefeti destekledim.
14 Mayıs seçimleri sonrası gelinen durumda iktidarı alabilme imkanı olan Millet İttifakı bileşenlerinin alabilecekleri seçimi alamamalarındaki ana sebebi kendimce izah eden önemli noktaya Facebook hesabımdaki yaptığım bir paylaşımla dile getirmiştim.
Devamlı görüştüğüm bir arkadaşım bir espri ile bana yorum yazmış. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünden okul arkadaşım ve daha sonra Marmara Üniversitesinde 3+1 Lisans tamamlamadan güzel bir hukukumuz olan sınıf arkadaşım da konuyla alakası olmayan ve gereksiz bir yorum yazmıştı. Ona biraz uzun ve fazla zamanı alan bir cevap yazdım. Daha sonra arkadaşımla eski hukukumuzu dikkate alarak bu yorumu ve arkadaşımın yorumunu sildim. Arkadaşın yorumunu da silmek zorunda kaldım. Çünkü mutlaka karşılık verilmesi gereken bir yorum yapmıştı.
İlgili arkadaş daha önceleri, benim bir çok paylaşlarıma, beni haksız, hukuksuz yere olduğu gibi; bir de saçma sapan suçlayıcı yorumlarına karşı belgeli ve çok uzun cevap vermiştim. Bu manalı ve belgeli cevaplarım arkadaşı pek etkilemedi. Çünkü o gerçeklere değil de suçlamaya odaklanmıştı. Haliye çok zamanımı olan bu uzun ve samimi cevaplarıma rağmen arkadaş beni kıran yorumlarına devam etti. Rahatsız olduğumu ifade ederek uyardım. Bu yaştan sonra birbirimizi kırmayalım dememe rağmen arkadaş durmak bilmeden devam etti. Çünkü onun için yazılanlar önemli değildi.Onun için önemli olan benim mutlaka suçlu ya da hatalı olduğuma beni inandırmaktı. Bu sebeple yazdığı yorumları silmek yolunu seçmiştim. Bu gereksiz yorumlara ara vermişti biraz. Ama dün yeniden başladı...
15 Mayıs günü seçim sonuçlarını baz alarak desteklediğim muhalefete facebook hesabımdan yaptığım paylaşım:
"NE OLDİ ŞİMDİ?
Millet İttifakının İyi Parti hariç diğer ortakları sesiniz çıkmıyor. Hayırdır?
İyi Parti sizleri uyarırken ona yapmadığınızı bırakmadınız. Hesabınız daha fazla vekil alabilmek için Akşener'in öngördüğü ve anketlerdeki düşük % lik verileri baz alarak seçimi almak tehlikeye girer dedi. Kazanacak aday ısrarını sürdürmesine rağmen ille de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayatmanız sonucu 1. Turda alınabilecek seçim 2. tura kalmasına ve artık çok zor kazanılacak duruma gelmesine sebep oldunuz. Sizlerin şiddetle karşı çıkmanıza rağmen Akşener'in ısrarı üzerine yanına monte edilen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu da olmasaydı oy oranı % kaç olurdu biliyor musunuz?
İlk turda alınabilir olan seçim alınması çok zor olan 2. tura sizin yüzünüzden kalmış oldu.
Temel'in dediği gibi ne oldi şimdi?" şeklindeydi.
Okul arkadaşım beni suçlayıcı bir paylaşım yapınca enerjimi boşuna harmayayım ve arkadaşın da gönlü kırılmasın diye hem verdiğim cevabı hem de arkadaşın yorumunu silmiştim.
Bu sabah arkadaş benim paylaşımımın altına yaptığı yorum:
"Yazdıklarım işine gelmeyince silme veya filtreleme kolaylığını gösterdin.
Chp ye verdiğin oyun vebali sana yeter , sen Allah'a onun hesabımı
Nasıl vereceğini düşün.şayet oy verdin ise" şeklinde cevap verdi.
Arkadaşın bu ısrarlı, gereksiz, İslami anlayışına, ülkücülük anlayışını da geçtik sıradan insanları dahi değerli kılan sağ duyu anlayışına bile uygun olmayan bu yoruma cevap vermenin şart olduğuna kanaat getirdim.
İşte cevabım...
……. Efendi( ismi bende kalsın) yazdıkların abuk sabuk cümlelerin beni gereksiz yere meşgul ettiği gibi insanların vicdanlarını yaralayan cümlelerdir.
Yani, yeni yetme çocukların dahi yazmaktan imtina ettiği cinsten yazılar gibi... Eski dostluğumuza binaen ezilmene gönlüm razı olmadığı için sildim. Çünkü sen haram ve hukuksuzluğun yanında durmaktan bile utanmadığın gibi onu övünç malzemesi yaptın. Sen cinayetlerin, Sinan Ateşin, hakkı yenen milyonlarca insanın hakkını yiyenlere, bütün dünyaya yayılan yolsuzluklara, Allah gibi adam, bakara makara diyenlere destek verdiğin için utanmayabilirsin. Ama Rabbim senden bunlara neden karşı çıkmadın diye sorguya çektiğinde nasıl hesap vereceğini düşünmedin bile.
İki cihan güneşi Peygamber efendimiz "Yarın huzuru mahşerde ben haklının yanında olacağım" sözü senin için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama benim için bir inanç vesilesi ve hayat düsturudur. Bunun da ötesinde Hizbullah’ı meclise taşınmasından 165 cinayet ve binlerce insanı yaralayan bu cani örgütün siyasi temsilcilerinden hiç mi rahatsızlık duymadın?
Ülkücüyüm diyorsun bu nasıl ülkücülük? Ülkücülük, Türklerin tarihten beri getirdikleri ve "Zalimin ve zulmün karşısında, mazlumun yanında olan bir mefkûre değil miydi? Türk’ün adaletle yöneteceği bir dünya hasreti değil mi? Bunları bilmiyor musun? Yoksa biliyorsun da gönlünde yaşamadığın gibi unuttun mu? Her halde unuttun. Çünkü efendimiz "İnandığınız gibi yaşamıyorsanız yaşadığınız gibi inanmak zorunda kalırsınız" demişti. Bu hadise sende zuhur etti.
İslam, sadece namaz kılmak oruç tutmak ve kelimeyi şahadet getirmek hac ve zekatla bitmiyor. İslam bir hayat nizamıdır. Uymamız gereken bir bütündür. Sosyal bir dindir. Bir siyasinin HDP tarafından desteklenmesini anormal karşılarken, 21 yıldır Türkiye'yi çok sıkı bir anlayışla yönetirken daha önce sana çok kere yazdığım halde bir türlü sana etki etmeyen PKK ile Oslo-İmralı-Kandil-HDP görüşmeleri sonucunda oluşan PKK ve APO sevecenliğinin ülkeyi getirdiği noktayı düzeltmek için yapılan operasyonlarda 800 e yakın bordo bereli, özel kuvvetler askerleri ve Özel harekat polisleri şehit oldu. Ve bir çokları da yaralandı. Bu şehitlerden birisi senin çocuğun olsa idi ne yapardın?
Ülke neden o durumu getirildi? Daha Kuzey Irakta şehit edilen deşifre edilen güvenlik güçlerini yazmadım bile. Şimdi PKK’nın başı ve 40 bin insanın katili ve ekonomimizin ülke kalkınmasına değil de terör belasına; yani boş yere harcanmasını sağlayan Öcalan İtinin yattığı İmralı'ya destek yardım için adam gönderiliyor. Buna ses etmiyorsun. Bırakın ülkücü olarak bunu karşı çıkmayı, bir Müslüman olarak karşı çıkmadığın gibi sağ duyu sahibi sıradan bir insan olarak ta karşı çıkma erdemini gösteremediniz. Daha Türkiye'nin planlı işgali olan göçmen ve sığınmacı istilasından bahsetmedim bile. Hem paramız hem güvenliğimiz hem de yarınlarımız gidiyor. Sen ise kendi kendine sahte bir avunma ile kendi kendine avunuyorsun.
….. Efendi, bu memlekette Kılıçdaroğlu meselesi yok. Bu memlekette Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım ve bunlar kan içiciler diyenlerin ve onlara destek verenlerin ülkeyi getirdikleri son durumda beka meselesi var. Bütün işaretleri her tarafta açık seçik görülürken gözlerinle bunu göremiyor, aklınla bunu fark edemiyorsan benim gözlerimin önüne perde olma ve aklımla da dalga geçme....
…… Efendi, sen yağcılığa ve kötülüğe yol ol, ihale zenginleri vb sistemine yardımcı ol ama benden bunu isteme. Çünkü ben ömrümde hep yanlışın karşısında olmaya çalıştım. Faydacılığı reddettim. Rabbim beni senin düştüğün duruma düşürmesin inşallah... Beni anlamanı beklemiyorum. Memleketin esas meseleleri ile faydacık arasındaki tercihte faydacılıktan yana tavır alanlar faydacılığı reddedenleri anlaması mümkün değildir. İşte bu yüzden senin mantıksız ve abuk sabuk yazını sildim. Eskiye saygımdan dolayı seni kötü duruma düşürmek istemedim.
Seninle ortak noktamızın oluşturduğu çatıyı ayakta tutan direklerden bir çoğunu sen yıktın. Yolun açık olsun. Gereksiz yere sana cevap vermek için saatlerimi harcadım. Yazdıklarımın seni etkileyeceği kanaatinde de değilim. Bu sebeple bundan sonra yazarsan sileceğim. Kendi sayfana ne yazarsan yaz. Kendi sayfanda o abuk sabuk yazılarını yaz. Ben karşılık vermem ama benim sayfama abuk sabuk yazılar yazmanı istemem. Şimdi rahat ettin mi?
…… efendi. Yolun açık olsun.