Atatürk'ün 19 mayıs 1919 da samsuna çıkışın hikayesidir...
Yurdumuz işgal altındadır. İngiliz, Fransız askerleri göz açtırmamaktadır. Kadınların peçeleri açılarak yollarda yürünmez bir hale getirilmiştir. Evler güvenli değildir. Her an düşman güçleri kapıyı çalıp, çat kapı sizi götürebilir, durumdadır.
Türk Milleti şaşkın, aciz, sahipsizdir. Başta padişah, hükümet değişik parti mensupları olmak üzere düşmandan medet ummakta, merhamet beklemektedir.
Atatürk başta silah arkadaşlarını, önde gelen kanaat önderlerini, yazarları mesela (Halide Edibi) çağırarak bir toplantı yapar. Memleketin içinde bulunduğu vaziyeti anlatır, çaresinin tekrar mücadele, savaşmak olduğunu bildirir, anlatır, ikna etmeye çalışır. Hepsi de:
Paran var mı?
Yok.
Askerin var mı?
Yok.
Silahın var mı?
Yok.
O zaman nasıl kurtaracaksın vatanı derler, destek vermezler. Sadece bir avuç subay destek olacağını söyler......
Atatürk, düşman gemilerini rıhtımda görür, acı acı, hüzünle bakar.. Yaverine dönerek gemileri göstererek:
"Geldikleri gibi gidecekler" der.
Aydınlarda, bazı subay ve bir çok insanda Özellikle İngilizler kibardır onun himayesinde yaşayalım, fikri yaygındır. Yani mandacılık fikri yerleşik durumdadır. Atatürk asla bu fikri kabul etmez.
“Ya İstiklal ya öl " parolasını rehber etme düşüncesindedir. Milletin durumunu ancak milletin kendisi kurtaracak sonucuna varır.
Anadolu’ya geçmek için fırsat aramaktadır. Aradığı fırsat ayağına gelir. Samsun, Trabzon civarındaki Pontus, Rum çeteleri ayaklanmış, Türk Köylerine saldırmaktadırlar. Fakat batı basını Türkler Rumları katlediyor diye yazarlar. . Sözde ayaklanan, Türk Çeteleri bastırılmalıdır, bu göreve de Mustafa Kemal Paşa getirilir, O'na verilir..Atatürk buna çok sevinir zaten bu görevi istemekte, beklemektedir.
Yol hazırlığını yapar, kendine inanan güvenen arkadaşlarını alır, 14senelik bir geçmişi olan Bandırma Vapuru'na biner. Düşman paşayı göz altında tutmaktadır ama bu hazırlığı geç duymuştur.
Gemi hareket eder, ama tedbir amaçlı ışıkları yakılmaz. Kıyıdan sessizce gidilir. İngiliz gemileri paşanın arkasına düşerler. Epeyce bir yol alındıktan sonra vapur İngilizler tarafından görülür. Gemi muhasara altına alınır, motorlar durdurulur. Atatürk sakin, arkadaşları heyecanlıdır…
İngiliz komutan muzaffer bir eda ile gemiye çıkar. Gemiyi didik didik arar. Şüpheleri gemi Anadolu’ya silah mühimmat götürüyor, diye düşünülür. Bir şey bulamayınca çok sinirlenir. Atatürk'e sorar ne götürüyorsunuz.? Atatürk gayet sakindir, mavi gözleri çakmak çakmaktır. İngiliz komutanına şu meşhur sözü söyler.
'İNANMIŞ ONALTI İNSAN " der.
Herkes şaşkındır, İngiliz Komutan canı sıkılarak iyi yolculuklar, diler ve gider.
Evet dostlar, Kurtuluş Savaşı 0naltı inanmış kişiyle başlamıştır. Atatürk benim doğum günüm dediği, Samsuna çıkışı, Gençlere bayram olarak armağan etmiştir. Çünkü gençlik bir milletin geleceği, umudu, güven kaynağıdır. Onlar ne kadar iyi yetişirlerse, ilimle, fenle, sanatla, teknolojiyle milleti yarınlara hür ve bağımsız bir şekilde taşıyabilirler.
Bugün İyi parti olarak yola çıkmamızın birinci nedeni :Türk Gençlerini yarınlara güvenle, huzurla, demokratik, hür, bağımsız bir TÜRKİYE bırakmaktır. .
Bu vesileyle 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI, Hepimize kutlu olsun....
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE.