Bugün, balkonumdan sıra sıra sıralanmış,Atatürk sulyetiyle mühürlenmiş Toros Dağlarına bakınca, mevsimin ilk karıyla guzellestigini, gelindiğini giydiğini, gördüm.
Güneşte bulutların arasından ışığını salınca muhteşem bir manzara ile karşılaştım.
Her sene bu manzaralarla duygulanıp,birşeyler yazmak isterim.
Bazen kuş olup uçmak, zirveye konmak oradan Seyit Şehrini seyretmek isterim.
Kimsesiz evleri,sobası tüten, içinde tencere kaynar mi acaba dediğim evleri, zengin sofrası donatılmış evleri girmek isterim..
Dertlilere derman,kinsesizlere yoldaş, sevdalara dil olmak isterim.
Bazen de oradan Kaf Dagina gitmek Anka kuşunu görmek bir tel tüy koparmak isterim,
Bazen de Tanrı Daglarina gidip,garip Türklük için ağıt yakıp,yas tutup ağlamak isterim.
"Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü "
Diye gururla marş söylemek isterim.
Acaba , bu feryadima figanima Kürşat Tonyukuk,Yamtar ,Başbuğ,Atsız Ata duyarda, gelir mi ?
Yasıma, ağıdıma, eşlik ederler mi ? diye düşünürüm..
Bizler ,Hayallerimizle yaşadık..
Şarkılar dinledik sevdayı hayal ettik,kutlu görerek,
Türküler dinledik, garipliği,yoksulluğu,ayrılığı, aşkı hayal ettik,göz yaşı dökerek.
Destanları dinledik,okuduk Ötükeni, Bozkurdu,Oğuz Kagani hayal ettik.
Masalları Dinledik,Keloğlanı,Kaf Dağını, Peri, Cinleri ,Devleri hayal ettik..
Efsaneler okuduk,Dağların hüznünü, sevdalilarin kavusamamasini, Ağaçların konuştuğu, Tabiatın efsunlu olduğunu öğrendik.
Bundan dolayıdır ki hayal dünyamız çok geniş, ve sağlam oldu.
Hayalle Vatanımızın geliştiği , esir milletlerin esaretten kurtulduğu, sevgililerin birleştiği, Turanı kuracağımız planladık.
Milliyetçi Türkiye'yi kurup,Türk Milletini medeni ülkeler arasina yerleştirerek, ,süper devlet olacaktık.
Ziya Gokap'in Alageyik şiirini hep okur,hayal kurardık.
"Atatürk,Etimin kemiğinin babası Ali Rıza efendi,
Fikriyatimin Babası Ziya Gokalptir,Demişti. "
Bunu öğrenmiş,
Demek ki biz Atatürk'ün hayalinin devamiyız diyerek,gurur duymuştuk.
Başbuğ, Türkeş ayni hayali bize öğretmişti,
Neydi bu şiirin güzelliği, özelliği..
ALAGEYIK.
Çocuktum, ufacıktım,
Top oynadım,acıktım.
Buldum yerde bir erik,
Kaptı bir Ala Geyik.
Geyik kaçtı ormana,
Bindim bir ak doğana.
Doğan, yolu şaşırdı,
Kaf Dağından aşırdı.
Attı beni bir göle;
Gölden çıktım bir çöle,
Çölde buldum izini,
Koştum, tuttum dizini.
Geyik beni görünce,
Düştü büyük sevince.
Verdi bana bir elma,
Dedi, dinlenme, durma.
Dağdan yürü, kırdan git,
Altın Köşke çabuk yet.
Seni bekler ezeli,
Orda dünya güzeli.
Bin yıllık çile doldu!
Bunu dedi, kayboldu.
Yedim sırlı elmayı,
Gördüm gizli dünyayı.
Gündüz oldu, geceler;
Ak sakallı cüceler,
Korkunç devler hortladı,
Cinler, cirit oynadı.
Kesik başlar yürürdü,
Saçlarını sürürdü.
Bir de baktım, melekler,
Başlarında çiçekler.
Devlere el bağlıyor,
Gizli gizli ağlıyor.
Kılıcımı çıkardım,
Perileri kurtardım.
Kurtardığım periler,
Adım adım geriler,
Kanadını açardı,
Selam verir, kaçardı.
Az, uz gittim, dolaştım,
Altın Köşke ulaştım.
Bir kapısı açıktı,
Öteki kapanıktı.
Kapalıyı açarak,
Açığa vurdum kapak.
At önünde et vardı,
İt, ot yemez ağlardı;
Otu ata yedirdim,
Eti ite yedirdim.
Açtım bir elmas oda;
Dev şahı uykuda
Gördüm, kestim başını,
Dedim, Ey dev nerede?
Nerede Dünya Güzeli?
Dedi, Elinde eli!
Döndüm, baktım. Bir Kırgız
Elbiseli güzel kız.
Durmuş, bakar yanımda,
Şimşek çaktı canımda.
Güldü, dedi, Türk Beyi!
Tanıdın mı geyiği?
Kimse, beni bu devden
Alamazdı. Ancak sen,
Kaya deldin, dağ yardın,
Geldin, beni kurtardın.
Ah o imiş anladım,
Sevincimden ağladım,
Dedim, Turan Meleği!
Türkün yüce dileği!
Yüz milyon Türk bu anda
Seni bekler Turanda.
Haydi, çabuk varalım,
Karanlığı yaralım;
Sönük ocak canlansın,
Yoksul ülke şanlansın
İndik, iti okşadık,
At sırtına atladık.
Geçtik nice dağ, kaya,
Geldik Demirkapıya.
Kapanması, çok yıldı,
Açıl! dedim, açıldı.
Yol verince gizli yurt,
Aldı bizi Bozkurt,
Kaf Dağından geçirdi,
Türk Eline getirdi.
ZIYA GOKALP
Şunu da ögrenmistik..
Milletlerin milli hayalleri olmalı, bu hayaller nesilden nesile aktarılmalı .Çocuklarımıza bu hayallerle uyuyup,uyanmalı ki başka hayaller ruhunu işgal etmesin..
Heyhat bakıyorum da artık hayal kurmaz olduk,Kaf Dagini ,Anka Kuşunu bilmez olduk,Tanrı Dağlarını Kürşat,Atsız Atayi,Yamtari, Senceri, Tonyukuku tanımaz olduk..
İdeallerimizi ,davamızı üç beş soysuza pazarlar olduk.
Milletlerin tarihinde 50 ,100 senenin hükmü yoktur . Ekonomik sıkıntılar geçicidir. Yeter ki milli davalar, hayaller,idealler unutulmasın.
Destanlar, hikayeler,Efsaneler diri kalsın.Bunlar gönlümüzü dolduran,bizi hirslandiran ,milli şuurumuzu ayakta tutan ,bedenimize can veren ,hayat suyudur..
Düşsek kaldıran,çöksek, sıçratan, yilmamiza müsade etmeyen bedenimizdeki ferimizdir..
Hayallerimizi diri tutalım dostlar, büyük anne, büyük baba olarak bunları torunlarımıza aktaralım.
Sevdamız torunlarımıza karşılık bulsun,nesilden nesile devam etsin.
Bu duygular içerisinde düşünürken bir de ne göreyim çayım buz gibi olmuş,..
Gökten üç elma düştü,
Biri okuyana,biri düşünene, biri de yazana diyelim,
Saygılarımla..