Hatırlatma:
Sevgili dostlar, 4 yıl önce ki bu yazımın harfine virgülüne dokunmadan aynen yayınlıyorum.
Çünkü,Irak'ta oldu bittiden oluşan referanduma ses çıkaramayan yetkililerimiz, şimdi de 1000 yıllık kadim Türk yurdunun 25 Kasım'da 3,5 Peşmerge tarafından işgaline göz yumacaklarından büyük endişe içindeyiz.
Bu bir milli davadır,partiler ve siyaset üstüdür.
Hepinize tekrardan iyi okumalar. Çünkü değişen hiç bir şey yok!...
****
TÜRKİYE, MUSUL VE KERKÜK'Ü DERHAL İLTİHAK ETMELİDİR...
Nasıl mı?..
Önceki yazdığımız yazıda da belirttiğimiz gibi; 5.Haziran 1926 Ankara antlaşmasına göre, Irak toprak bütünlüğünü kaybettiği anda,Türkiye Musul ve Kerkük üzerinde hak sahibi olacaktır. Bunun manası:
Devletler arası teamül ve hukuka göre şartlı bıraktığımız toprakların tekrar Türkiye'ye dönebilmesinin önünün açılması demektir...
5 Haziran 1926 tarihli Ankara antlaşmasının 5. maddesine göre, Türkiye Irak sınırı kesin olarak değiştirilemez, Irak'ın toprak bütünlüğü bozulamaz, etnik ve mezhepsel devlet ve devletçikler kurulamaz. Kurulursa ne olur?..
Türkiye bu topraklarda tekrar hak sahibi olur. Sözde '' Kürdistan '' kurulduğu anda TÜRK ORDUSU MUSUL VE KERKÜK'E GİRER, Birleşmiş Milletler dahil hiç bir devlet ses çıkaramaz...
Misak'ı Milli'yi küçümseyenler, '' ...Lozan zafer mi, hezimet mi..'' diyen fesliler ve fosiller, her fırsatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sataşmak isteyenler güruhu!...
Devlet nasıl idare edilirmiş, 100 yıl önceden, 100 yıl sonrası nasıl düşünülürmüş acaba anlama basiretlerine sahipler mi?!...
Şimdi hükümetimiz Kuzey Irak'ta, kukla ve ABD-İsrail emperyalizmine hizmet ve uşaklık etmeye matuf ''Barzanistan Devlet''nin referandumuna, üç dört gün kala alınacak tedbirler yasak savma kabilinden olmamalıdır.
100 YILLIK İHANET PROJESİ !...
Proje 100 yıllık bir düşüncedir. İlk defa 1897 de toplanan Dünya 1.SİYONİST KONGRESİ'NDE, Yahudilere, ''..Nil'den Fırat'a kadar olan toprakları içine alan ve tahrif edilmiş Tevrat'da vaad edilmiş topraklar olarak addedilen YENİ ARZ'I MEVUD TEORİSİ...'' siyonizm'in kurucusu olan THEODOR HERZL tarafından proje olarak uygulanmaya konulmasının miladıdır...
Theodor, Abdullah Cevdet ile bu amaç için bağlantıya geçmiştir. Dr. Abdullah Cevdet, Türkiye Kürtlerinden ve ''...Türk ırkını ıslah etmek için, Almanya'dan damızlık erkek getirilmelidir...'' diyen biridir...
''Kürdistan'' projesi, ilk defa SEVR ile uygulanmaya konulmak istenilmiştir. LOZAN'DA yırtılınca; 1991'de Körfez savaşı ile tekrar ısıtılmaya başlanılarak, BOP ile de kapıya dayatılmıştır...BOP'ne sahip çıkan yöneticilerimiz kendi boğazlarına ilmek geçirerek, cellatlarını alkışlamışlardır maalesef!...
100 yıllık proje, 100 saat önceden alınmaya kalkışılan tedbirlerle önlenemez...Üç gün önce de ve defaatle de yazdık... Yine tekrar edelim. Aslında çare çok basit:
Türkiye, HABUR SINIR kapısını hala kapatmazsa, Türkiye'de ki Petrol ihraç vanalarını kısmazsa, kuklanın can damarını kesmezse, ekonomik yardımı bırakmazsa, Ülkemizde ki Kürt kardeşlerimizi tenzih ederek; Kuzey Irak'ta Kürtler'e gösterilen ilginin onda birini TÜRKMENLER'DEN esirgenirse, ABD ve İsrail silahları ile silahlanan Peşmerge'ye karşı Türkmenleri silahlandırılmazsa, kimseler Türkiye'nin CAYDIRICILIĞINA İNANMAZ...Sınırda yapılan manevra ve tatbikata da kimse dönüp bakmaz!...
Veya şöyle soralım:
İran'ın, ABD'nin, İsrail'in bölgedeki hakimiyetini kırmak için bu zamana kadar devletimiz tarafından ne yapılmıştır?..İran hedeflerine ulaşmak için, HAŞDİ ŞABİ denilen bir silahlı örgütü bölgeye yollamıştır...
Emperyalist ABD, Ortadoğu'yu sömürmek, petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail'in güvenliğini sağlamak için çevre temizliği yapmak adına bölgede, EL-KAİDE'Yİ, sonra IŞİD'İ, sonra PYD'Yİ ve PKK'YI kurdurarak ve kullanmak maksadıyla yıllardır çalışmaktadır...Suriye ona keza...
Peki, Türkiye'nin KERKÜK-TELAFER-MUSUL savunması için bir planı, projesi, Türkmenlerden oluşan silahlandırılmış tugayları var mıdır?...
Maalesef hayır!...Irak'ta ve Suriye'de, nüfusları milyonlarca olan TÜRKMENLERİ bir araya getirmek ve silahlandırmak için ne yapıldı?...Bilen varsa bana söylesin, ben bilmiyorum!...Yumurta kapıya gelince alınacak tedbirlerin nasıl bir önemi olacak?..
Yukarıda saydığımız ve yapılmayan bütün olumsuzluklara rağmen, Türkiye Lozan'da imzalanan ve 1926 ANKARA ANTLAŞMASINDAN doğan haklarına sahip çıkarak hemen derhal, 25 Eylül'de ASKERİ HAREKATI başlatmalıdır...
Dost, düşman herkesin, 100 yılın dahisi olarak kabul ettikleri Atatürk'ün sayesinde Türkiye, antlaşmadan doğan haklarını mutlaka kullanmalıdır.
Eğer bu siyasi durum değerlendirilemez ve 100 yıllık fırsat elden kaçırılırsa, Türkiye Ortadoğu Coğrafyasında da varlığını sürdüremeyerek, hızla bölünme ve parçalanma süreci içerisine girecektir.
Son olarak; ABD ve İsrail uşağı Barzani'ye Ziya Paşa'nın sözü ile hitap edelim:
''Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...''