……..Dün gece çok bana yazdığın Özdağ ile ilgili asparagas haberden sonra ben de sana Hüsnü Mahalli’nin 'Şam, artık Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yönetilecek'' sözünü yazdım.
Peki neden yazdım? Senin sağ duyuna güvenerek yazdım. Çünkü Mahalli’nin dediğini sıradan AKP’liler bile benimsemiyor. Bu görüş, fanatik AKP’lilerin görüşü. Bunun da ötesinde ben bunu AKP’liler savunuyor diye karşı değilim. Yanlış ve doğru olmayan bir tespit olduğu için karşıyım. Önemli olan sözlerin kim ya da kimler tarafından söylendiği değil; gerçeklere uygunluğu değil midir?
Dünkü karşılıklı sohbette Hüsnü Mahalli için bana aşağıdaki cümleleri kurdunuz.
“Siyasal Mezunu Gazetecidir.
Ortadoğu siyaset uzmanıdır.
Akademisyendir.
Ben çok severim.
Zaten Halk Tv ve Tele 1 Tv de çıkar satılmış kanallarda değil.
İki kanalda adam gibi kişileri çıkarır.
siz sevmeyebilirsiniz.
Zaten sanırım görüşlerimiz farklı.
Sinirlenmek istemiyorum.
Sizi kırmakta istemiyorum.
Ama siyasi görüşünüze bakınca mümkün değil aynı fikirde birleşmemiz.
Genel başkanınızın partinizin neresi doğru ki?” gibi cümleler kurarak Mahalliyi savundunuz.
Yıllardan beri, iktidarın takip ettiği önce Irak, sonra Suriye, daha sonra civarımızdaki ülkelerle yürütülen dış politikaların yanlışlığına vatanın helal ekmeğiyle beslenen duyarlı bir insan olarak karşı çıktım. Çıkıyorum ve çıkmaya da devam edeceğim inşallah. Çünkü Türkiye’yi yöneten insanların hataları yüzünden Irak, Suriye’de birçok asker, polis ve sivil halkımızı kayıp ettik. Etmeye de devam ediyoruz. Burnumuzun dibindeki coğrafyada kuvvetli bir sınırımızın kuvvetli bir devletini İsrail’in güvenliği için ABD’nin oyuna gelerek önce zayıflattık sonra da yıkılmasına destek verdik. Ve o bölgede ABD-Rusya- Avrupa-İsrail’in destek verdiği bir Kürt Federasyonu kuruldu. Hem de ABD destekli 80.000 den fazla donanımlı askeri gücüyle birlikte. Aynı hata Kuzey Irakta yapılmadı mıydı? ABD’nin isteğinin dışında Ortadoğu’da bir şey yapıldığını yıllardan beri şahit olmadım.
Ortadoğu’ya ilgim çocukluk yaşımdan beri İran-Irak sınır anlaşmazlıkları,
İran’da Humeyni’nin yaptığı 1979 ihtilal,
İran’ın 1979 ABD elçiliğini işgali
İran ABD ve Avrupa ile Basra çatışmaları
ABD’nin Saddam’ı yönlendirmesiyle 1980 yılında başlayan İran- Irak Savaşı
1986 yılında ABD – Libya Savaşı
1990 da başlayan ABD ve Batının Irak Savaşı
Afganistan’ın hem Rusya hem ABD hem de kendi aralarında yaptıkları iç savaşları
Saddam’ın Kuzey Irak’a müdahalesi ve Kürtlerin Türkiye’ye kaçmaları
2003 Yılında ABD ve Batı ülkelerinin Irak’ı işgali,
İsrail’in Lübnan’a, çok kereler girmeleri bombalamaları ve Gazze ve Şeria’da yaptıkları katliamlar.
1981 Yılında Suriye’de Rıfat Esad dönemin de Müslüman Kardeşler örgütünün çok güçlü olduğu Humus ve Hama kentlerinin bombalanması sonrasında yapılan katliamlar. Birçok insanın Türkiye sınırına yığılmasına rağmen Kenan Evren’in sınır kapılarını açmaması…
İsrail’e karşı en iyi şekilde karşı çıkıp mücadele eden Suriye’nin Golan Tepelerindeki güçlü iki zırhlı tümenin İsrail’in Erdoğan’dan rica etmesiyle o zamanlarda ortak bakanlar kurulu yapacak kadar ve ailecek piknik yapacak kadar samimi olduğu Beşar Esat’tan ricası ile zırhlı tümenin birisin o tepelerden çekilmesinin sağlanmasını…
2002 den sonra kurulan Türkiye-İsrail Parlamenter Derneği’nin Türkiye’deki bütün partilerin az veya çok millet vekili üyesi olduğunu ama 256 AKP’li vekilin üyesi olduğunu başkanın da AKP’li Adana Vekilinin olduğunu….
AKP iktidar ile İsrail’le yapılan ticaret hacmin çok büyüdüğünü….
2009 da Türkiye- Van Minute oyunu,
Van minut oyunundan sonra ticaret hacminin % 50 artış gösterdiğini…
BOP Gereği 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi gereğince başlatılan uyduruk bir Arap Baharı adlı operasyonu ile Ortadoğu’da başlatılan halkı sokağa dökme gayretlerinde o tarihlerden önce Suriye’nin başlattığı demokrasi baharına rağmen sırf ABD ve İsrail’in emrine girmediği için olayların en tepe noktasına yerleştirilen Suriye-Mısır’ın karıştırılması…
Türkiye’nin ABD’nin etkisiyle Suriye’ye karşı cephe alması ve Mısırdaki Mübarek yönetiminin devrilmesine taraf olması…
Türkiye’nin Mısır’ın başına geçen Muhammet Mursi’yi şartsız desteklemesi,
Mursi’ye karşı darbe yapan Sisi’ye karşı çıkması.
Türkiye’nin Esad’ı devirmek için ABD ile birlikte kurup eğittiği muhaliflere çok büyük destek vermesi…
Sonra bu eğitilen grupların yine İslamcı Cihatçı Örgüt El Nusra Cephesi tarafından alt edilmesi sonucunda ABD’nin YPG-PYD’ye destek verip donatması ve Türkiye ile ters düşmesi.
IŞİD’in Kuzey Irak ve Suriye’de güç haline gelmesi ve militanların dünyanın her yerinden bu bölgeye akın akın gelmeye başlamaları.
Türkiye’nin IŞİD tehlikesine karşı Süleyman Şah Türbesini PYD’nin kılavuzluğunda sınırımıza yakın bir yere taşıması..
IŞİD’ın PYD ve YPG’ye saldırmaları ve Barzani’nin PYD ve YPY’ye Kobani’de yardımına izin vermemiz.
Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Mısır, Libya karşı uygulanan yanlış politikalar…
PYD-YPG ABD-Batı’ın Akdeniz’e ulaşan koridorla devletleşmesini sağlama çalışmalarına karşı Türkiye’nin Kuzey Suriye harekatları…
ABD-Rusya-Rusya –İran ve Batı’nın Türkiye’nin Suriye’deki varlığına karşı hareket etmesi ve Türkiye’nin bölücülere karşı yaptığı operasyonlar destek vermemesi ve hatta Türkiye’ye Suriye hava sahasının açılmaması…
Rusya-Suriye birliklerinin askerlerimizi bombalaması bir çok askerimizin şehit olması
Çoktan beri uykuda olan Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm HTŞ örgütünün Ukrayna’nın silah vermesi ABD-İsrail-Batı’nın desteği ile küçücük kuvvetiyle Şam yönetimini devirmesi…
Ben bu olayları en ince ayrıntısına kadar takip etmeye gayret ettim ve ediyorum da…
Yukarıda yazdığım gibi ben ülkemi ve çevremizi çocukluk yaşımdan başlayarak takip ettim. Ve ediyorum da. İnsani ve vicdani ölçülerle çatışmamak kaydı şartıyla ülkemin, milletimin menfaatini kendi menfaatimden hep üstte tuttum ve tutmaya da devam ediyorum.
Bana Hüsnü Mahallinin siyasal bilgiler mezunu, Ortadoğu uzmanı akademisyen olduğu beyanı ile çok sevdiğinizi beyan ettiniz. AzizDostum, değerli genç, bırakın sıradan doktora yapanı, bu milletin gençlerine üniversitelerde ders veren anlı şanlı! Profesörlerin ekranlarda saçmaladığına şahit olmadık mı? Bir örnekle ifade etmek istersek Yasin Aktay denen ünlü akademisyen birçok kitap ve makale sahibi üniversitelerde ders vermiş kişi ünlü sosyolog olmasına rağmen “Bir Türk Irkı yoktur” demedi mi? Utanmadan “İstiklal Savaşı yapılmamıştır” diyebilen profesörler olmadı mı?
Hüsnü Mahallinin Halk TV ve Tele 1 de çıktığını ve bu iki TV kanalı adam gibi kişileri ekrana çıkarttığını sözü toptancı bir anlayışın ifadesidir. Bunu onaylamak mümkün değildir. İki TV’de de programa çıkmış şu anda da yine o ekrana çıkanlar tarafından yerin dibine sokulduklarına ben çokça şahit oldum. Yakinen tanığım birçok insanın o TV kanallarında programa çıktıklarında konuşmalarını izledim. Ama benim kanaatimce adam gibi adam olarak değil de iktidara muhalif sözlerinden veya beyanlarından dolayı ekrana çıkartıldığına çokça şahit oldum. Eskiden çokça çıkartıldığı halde şimdi o ekranlara çıkartılmayan çok kişilerin varlığından haberim var. Hani adam gibi adamdılar!
Benim kişiyi sevmem veya sevmemem kişinin söylediği sözün tutarlılığı ya da tutarsızlığındaki kanaatimi etken olmaz. Bu adamın yıllardan beri dinledim bolca konuşur oturtulduğu yerde kendisini çok ağır göstermesini başarır. Bu fikir bana ait olup sevip sevmememle alakalı değildir.
Zaten görüşlerimiz farklı sözü ise çok teferruatlı incelenmesi gereken bir ifadedir. Mesela benim görüşüm nedir? Ülkem nasıl olsun istiyorum? Ülkemin zararını mı kârını mı istiyorum? Bu konuya net cevap verebilmek için benim yaptığım çalışma ve fiiliyatlardan haberiniz var mı? Net ve en doğru tespit için hüküm vermek için elinizde olan veriler nelerdir? Elinizde bilgi olmadan ifade ettiğiniz kesin hüküm bana yapılan haksız bir davranış olmaz mı?
Benim görüşüm Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade etmekten şeref duyduğu Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiği; ülkemizi her bakımdan emsal medeniyetlerinin üstüne çıkartmak ve vatanın bütünlüğüne halel getirecek her türlü tehlikeye karşı önlemleri alarak hazır tutmak ve Türk Milletinin demokrasi ve refah seviyesinin en üstüne çıkartırken bu düşünceleri görev bilen vatandaşların yetiştirilmesini sağlamak. Ben bunları düşünüyorum ve bunları vazife biliyorum. Bu konuda sizin görüşünüz nasıl farklı olabilir? Sizin de aynı şeyleri düşündüğünüz kanaatindeyim. Aslında görüşlerimiz hiç te farklı değil. Çünkü sizin de aynı düşüncelere sahip olduğunuza inanıyorum. Hatta sizi geçtik sıradan bir TC Vatandaşı dahi yukarıda ifade ettiğim düşünceleri benimsemek ve bu uğurda gayret etmek zorundadır. Çünkü bu hem insani hem de vatani bir mecburiyettir. Bu sebeple beni kırmanıza gerek te yok diye düşünüyorum. Siz ve ben aynı fikirdeyiz bence; bu vatan ve bu millet için. Bazıları, eğer bu memlekete bağlı değil ve başka amaçları varsa o da başka tabi. Sizin de yüreğinizin bu vatana ve bu insanlara sevdalı olduğu kanaatindeyim…
Benim siyasi partim ve liderim yoktur çok şükür. Ben kendimi, ülküsü olan, bu ülkü uğruna, çocuk yaştan bu yaşa kadar mücadele etmiş biat ve grubun başı ne derse o olur anlayışına karşı çıkarak doğru bildiklerimi tek başıma da kalsam yaşamaya çalışan yukarıda da ifade ettiğim gibi Mustafa Kemal’in de dilinden düşürmediği Türk Milliyetçiliğinin en halis en samimi hali olan “Ülkücü” görüşe sahip birisiyim. Samimi ülkücü ülküsünü yaşamaya gayret eder. Ona, buna partisine, parti genel başkanına veya parti başkanlarına kulluk etmez ve etmemeli inancındayım. Bırakın ülküsü olan insanı, sıradan insan bile karakter sahibiyse doğrularıyla yan yana olmalıdır diye düşünüyorum.
Daha önceki sohbetlerimizde parti mensubu olmadığımı 3-4 kere ifade ettim ama unuttunuz galiba. Ben ülküsü olan bir kişiyim dediğimi hatırlıyorum. Her türlü insanlık dışı rejim ve ideolojilere karşıyım. O dönemlerde benim fikrime yakındır diye oy verdiğim kişiye ve partiye 2015 den beri hiç oy vermedim ki. Ben oy ve destek vermeyi bir vebal ve namus borcu olarak görüyorum.
Ben ülkemin geldiği son noktadaki yerinde vebali olanlara 2015 den beri asla oy vermedim. Kayıtlı ve biat ettiğim partim yok. En yakın bulduğum Zafer Partisi olmasına rağmen ona bile üye olmadım. Ve Üsküdar Belediye Başkanlığı adaylık teklifini kabul etmedim. Yani partilerle militanca bağlılığım yok. 2018 de senin partine oy verdik. 2019 da İmam oğluna 2023 de Kılıçdaroğlu’na oy verdik.
2024 ise Büyükşehirde İmamoğlu ve Üsküdar’da Sinem Başkan oy verdim. Benim neden onlar oy verdiğimi soracaksanız; ben kaybolan devleti, kaybolan adaleti ve kaybolan dürüstlüğe biraz daha yaklaşalım ve kötüye gidişat yok olmazsa bile biraz yavaşlasın diye oy verdim. Vurgun talan ve her şey banimdirin önüne takoz koyabilmek için oy verdim. Buna rağmen üye olmadığım parti olmamasına rağmen her isteklerini baş üstüne demememe rağmen bir parti genel başkanı nasıl da benim liderim oluyor anlamadım. Ben senin de benimsemeyeceğine inandığım bir haberi seninle paylaştım. Çünkü Türkiye’nin çoğu benim gibi düşünüyor. Sadece Cumhur İttifakının çoğunluğunu Hüsnü Mahalli gibi düşünüyor.
En son da, Öçalan İtine ve Fetö’ye güzellemeler yapan şimdi de Apo Ankara’da evde oturtulacak diyen bana göre sıfır bir insan olan Rasim Ozan Kütahyalı: "Şam ve Halep Türkiye’ye bağlanmıştır nokta” yorumunu yaptı.
İlk gazete okumaya ilkokul 4’ten 5 geçtiğim yazın babama gelen gazete ile gazete okuma alışkanlığını kazandım. İmkanlarım ölçüsünde de okumaya çok gayret ettim. Şimdi ise yazarlığım ve gazeteciliğim gereği günde öğlen öncesi ve akşam olmak üzere en az iki kere bütün gazeteleri okurum. Mahalli ve Kütahyalı’nın sizle paylaştığım sözleri ise çeşitli gazetelerde yayınlanan haberler. Çoğunlukta da muhalif yazıların ve gazeteleri daha çok okumaya dikkat ederim. Çünkü onlar yanlışlardan daha çok bahsediyor. Ben Yönetim Bilimi Uzmanı olarak en iyi şekilde yönetilmek için gayret ediyorum ve istiyorum. Ben iktidara AKP olduğu için karşı çıkmıyorum. Millet ve vatan için iyi şeyler yapmadığı için karşı çıkıyorum. Ben yanlış kim yaparsa ona karşıyım. Mesela Afyon Belediye Başkanı hanımefendi Suriyeli sığınmacıların kaçak iş yerlerini mühürlemesini destekledim. Özgür Özel’in başkana sığınmacıların suyunu kesme demesine de karşı çıktım. Tıpkı Bolu Belediye Başkanı, Nevşehir Belediye Başkanı, Ankara Belediye Başkanlarını desteklediğim gibi. İstanbul Belediye Başkanının tarikat ve vakıflara aktarılan paraların kesilmesini desteklememek mümkün mü? Keşke iktidar iyi şeyler yapsa da onları da okuyabilsek.
Ben sizinle aynı fikirde olacağımız sanısıyle size o paylaşımı yaptım. Siz de bana Halk Tv de ve Tele 1 de program yaptığı için karşı çıktınız. Ve konuyu başka başka taraflara çektiniz.
Ben sizin vatanseverliğinize, ufkunuzun genişliğine, son zamanların fotoğraflarını iyi çektiğinize ve delikanlı duruşunuza binaen ülkemizin ve bölgemizin gerçeklerine uygun olmayan afaki bir tespit için karşı duruşta anlaşırız diye yazmıştım.
Selamlarımla
Rüzgarın yönüne göre taraf değiştirmediğini en iyi bilenlerden biriyim. Anlık heyecanlarla değil sağduyu ile karar veren hiç bir zaman mahçup olmaz. Yazdıkların ülke menfaatini gözetmen çok doğru şeyler. Tebrik ediyorum. Allah iyilerin yanındadır, aynen devam kardeşim.
Müthiş bir yazı olmuş, tebrik ediyorum. Bir yazıda, kendinizi, ülke gerçeklerini ve fanakliğin sonuçlarını göstermemiz bakımından yerinde tesbitler yapmışsınız. Kaleminize, yüreğinize sağlık.