Bayram: sevinç, sevinmek, sevinç duymak, mutlu birliktelik, büyük istekle bir araya toplanmak, olmasını çok arzu ettiği bir işin olumlu sonuçlanmasından sonra o halkın sevinç ifadesi, kısaca milleti mutlu eden uhrevi ve dünyevi hadiselerin zuhurundan sonra milletin bu işten dolayı çok mutlu olduğunu ifade etmek için bir araya geldiği kutlu gün ve ya zamandır.
Bayram öncesi evlerde temizlik yapılır, çocuklara bayramlık alınır. Bayram gezmesi ve ziyaretleriyle, akrabalar ziyaret edilir, dargınlar barışır, yaşlılara genç olanlar ziyarete gider. Bayramda tatlı, şeker, çıkolata ikramı adettendir, Ramazan Bayramı'na bazı yörelerde Şeker Bayramı denmektedir. Bayramda yaşayanlar ahirete göçmüş akraba, eş, dostların kabirleri ve sahir mezarlık ziyaretleri de adettendir.
Yani kısacası herkesin özlediği, mutlu olduğu ve çok sevdiği zamanlardır bayram günleri….
Büyük hiciv şairi ve dava adamı Abdurrahim Karakoç 1980 öncesi yazdığı ve toplumsal farklılığı en güzel ifade eden bu şiiri manasını düşünerek bizzat yaşarmışız gibi farz edersek çok daha iyi anlayacağız. Yaklaşık kırk yıldan beri aynı yanlışlığın içinde olduğumuzu ifade eden bu şiir aynı zamanda bayramlarda bile “MİLLİ BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ” kırk yıl önce ifade etmiştir.
Tahayyül edelim. Kırk yıl önceki isimler gitti. Onların yerine başka isimler ve gruplar geldi. Başka anlayışlar zuhur etti…. “Bayram Tatili” terimi telaffuz edilmeye başlandı.
Tatil nedir? Tatil, Bedeni, fiili, fikri,zihni manada dinlenmek için kalabalıklardan kaçıp ailenle ve ya kendinle başbaşa kalmak değil midir? Evet Ülkemiz ve dünya tatili böyle anlıyor. O zaman Türk Milleti Bayramları sevinç ve mutluluk içinde istekle bir araya gelmek anlayışını terk mi ediyor?
Evet evet Türk Milleti kendisi için çok değerli ve birleştirici olan “BAYRAM”kavramını maalesef istirahat kavramının da işlevsiz bırakıldığı emperyalizme etkisyle kulağa ve göze sevimli gösterilen ayrıştırıcı tatile kurban edilmiştir.
Bakalım hiciv şairi ve dava adamı Abdurrahim Karakoç kırk yıl önce neler söylemiştir.
BAYRAMLAR BAYRAM OLA
Giden Bayramlardan almadık bir tad
Gardaş bu senenin bayramı nasıl?
Şenay’larda bayram her gün, her saat
Elif’in, Döne’nin bayramı nasıl?
İçinde boğulduk derdin, acının
Uykusu bitmedi şeyhin, hacının
Üç gardaşı şehit veren bacının
Oğulsuz ananın bayramı nasıl?
Neşe topuğumda, elem boyumda
Sen çoğunu anla, ben az deyim de
Kim öldü, kim kaldı garip köyümde
Ya bizim hanenin bayramı nasıl?
Dert deşmek değildir gayem, niyetim
Düşündükçe sızlar kemiğim, etim
Gelini dul kalmış, torunu yetim
Ak saçlı ninenin bayramı nasıl?
Hangi eller sürer suçluyu suça
Güdümlü başların destesi kaça
Kimler zorlanıyor gönülsüz göçe
Boş kalan binanın bayramı nasıl?
İşkence altında ezilir canlar
Masum yiğitlerle dolu zindanlar
Ses verin mezardan ulu sultanlar
Yusuf-u Kenan’ın bayramı nasıl?
Bizden sandığımız bize yabancı
Görünen simalar göze yabancı
Kabukta bayram var, öze yabancı
Söyleyin, mânânın bayramı nasıl?
Sabahtan haber yok, ufuklar kara
Semerkant kan ağlar, yanar Buhara
Keşmir, Kâbil, Kerkük hasret bahara
Kudüs’ün, Sina’nın bayramı nasıl?
Ayşe’nin bayramı gözyaşı, firak
Sultan’ı derdiyle baş başa bırak
Sormadan geçemem, etmişim merak
Nükhet’in, Nana’nın bayramı nasıl?
Mücahit, maddeye yapar akını
Devrimci, soygundan tutar yükünü
Biz toprağa verdik Hikmet Tekin’i
Kotil’in, Zana’nın bayramı nasıl?
Doğduğundan beri çamlar deviren
Ekranda iftira, yalan savuran
Salyası, ülkeyi göle çeviren
Boynuzlu dananın bayramı nasıl?
………
Karakoç’un şikayet ettiği kırk yıl önceki zamanla şimdiki zamanda neler değişti zamanımızı düşünerek siz bulun lütfen…
Bayramınız mübarek olsun. Selamlar..