Sol görüşlü bir öğretmen arkadaş aşağıdaki paylaşımı yaptı. Paylaşım şu:
“Arkadaşlar., Ukrayna'ya 14 kez gittim. Uzun süre kaldım. Belirleme doğrudur. Yöneticiler pansiyonlardan bile her ay rüşvet alır. Bunu gözümle gördüm. Muazzam bir rüşvet ağı var. Zelensky akıllı bir adam değil. Rusya'nın hiçbir uyarısına kulak asmadı. ABD' nin onu Nato’ya alacağını sandı. Batının oyununa kolayca geldi. Avrupa Birliğini çantada keklik gördü. Koskoca Rusya'nın burnunun dibine Nato’yu sokma ağını görmezden geldi. Olan çalışkan ve disiplinli Ukrayna halkına oldu. Bizde hep Ukrayna kadınları şöyle böyle denir. İnanın Türkiye'de onlardan çok daha fazla hayat kadını var. Aile yapıları harika. Sahtekarlık bilmezler. Hepsi de işlerini çok sever. Hırsızlık yok. Kadınlara sarkıntılık, taciz yok. Kültür düzeyi çok yüksek. Yaşlı İnsanlar akşamları kilise bahçesinde saatli Satranç oynarlar. Bizde ne var? Hepimiz biliyoruz.
Not:Alıntıdır”.
Sol görüşlü vatandaşlar, bağımsız bir ülkeyi emperyalist emelleri doğrultusunda işgal ederek savaş suçu işlediği halde Rusya’nın bu hainhane teşebbüsü kınamayarak başka meseleler oluşturma konusunda yarışa girmişlerdi. Yok Avrupa Birliği, yok Nato’yu mesul tutmak esas konudan ayrılma gayretleri olarak görüyorum. Sol görüşlü bütün arkadaşların hemen hemen hiç birisi bu kış kıyamette sivil yerleşim merkezlerini bombalanmasına rağmen hiç kınanmamıştır. Bu sebeple paylaşım yapan arkadaşa aşağıdaki cevabı yazdım:
Ukrayna bağımsız bir ülke değil mi?
Yani Rusya'nın güvenliği önemli de Ukrayna'nın güvenliği önemli değil mi?
Rusya’nın NATO dan korkması çok normal de Eski Varşova Paktı ülkelerinin çok iyi tanıdıkları ve saldırgan tutumlarını bildikleri Rusya’dan korkmaları mı anormal?
Yani güvenlik endişesini duymak sadece Rusya'ya mı hak?
Eskiden de komünizm ve Sosyalizmi savunanlar ülkemizi Rusya'ya peyk yapmak esas amaçları olduğu halde propagandalarında hep tam bağımsız Türkiye söylemlerini kullandılar. Bu da hedef saptırma idi. Eski tüfekler halen tam bağımsız Türkiye istediklerini iddia ederler. Ve onlar da şimdi Rusya'nın haklı olduğunu söylüyorlar.
ABD kötü onu anladık ta; ya bütün Türk Boylarının en amansız düşmanı ve 1000 yıllardan sonra kurulan bütün Türk Devletlerini işgal ederek Türkün kanını oluk oluk akıtan bir devletin aleyhine nasıl bir paylaşım yapılmaz. Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan,Azerbaycan yurtlarını yüzyıllardır işgal ederek bir çok kan döken Rusya ve hala 6 adet Türk özerk Türk Devletlerini işgal altında tutan bir Rusya'nın neresinde iyi hal aranıyor anlamak mümkün değil.
Bu yazıma ilk paylaşımı yapan arkadaş bana aşağıdaki cevabı verdi.
“Mehmet Arslan, yoruma açık alıntı bir paylaşım.Bu yazıda benim ilgimi çeken MAFYASAL örgütlenmelerin mazlum halk üzerindeki etkileri idi.Başta Belarus ve Ukrayna'nın siber suçlarda da başı çektiği biliniyor.Rusya elbette ki masum olamaz.Tarihsel özellikleri akla gelince mazlum devletler için tam bir trajedi.Amerika'nın da ikinci dünya savaşından sonra bol parçala yönet devleti hâline geldiğini biliyoruz.Bizdeki sorun da "KENDİMİZ" olamayışımızdır.Velhâsıl Atatürk erken öldü” diye cevap verdi..
İlgili cevaba da şöyle bir cevapla karşılık verdim:
Sayın Hocam, mafyanın en kralı Rusya’da ve esasta da bunlar SSCB deki mecburi birlikteliklerinde ana devlet olan Rusya’dan çok şeyler öğrendi. Ama öğretmenleri Moskova'dır. Rusya, bu dalda bütün blok üyelerine mafyacılık ihraç etti. Kıratın yanında duran ya huyundan ya suyundan. Köyüne selamlar.
Bir başkası ise benim paylaşımıma söyle cevap verdi
“Size aynen katılmakla beraber benim gözümde Amerika-AB de, Rusya da, hatta hatta Osmanlı da EMPERYALİSTTİR.
Kim haklı kim haksıza gelince; zayıflar haksız, güçlüler haklı.
Büyük balık küçük balığı yerken riyaziye, hendese mi yapılıyor?
Sürüye egemen olmak için, sürüdeki dişileri dölleyip neslinin idamesine hakim olmak için hayvanlarda erkekler düello yapmıyor mu?
İsrail askerleri, Filistinli gencin kolunu taşla vura vura kırdı diye BM bir tek Yahudi askeri cezalandırdı mı?
Kim güçlüyse onun borusu ötüyor bu dünyada. Zayıflar da ALLAHA HAVALE EDİYOR... Elinden o geliyor...
Allahın da önünde o kadar iş çoğaldı ki...
Güçlü olan Allaha acıdığı için hiç iş havale etmeyip aslan gibi kendi işini kendisi görüyor...
Tek yol güçlü olmak, haklı değil...
Güçlüysen hak veriliyor zaten. Sıkıysa vermesin, kim takar yasayı, anayasayı, AİHM kararlarını?..”.
Bu paylaşımda çok ta eleştirilecek hüküm yoktu. Bu sebeple ona karşılık vermedim.
Bir başka kişi ise bana hitaben:
“Mehmet bey, tam bağımsız Türkiye’yi savunanları hiç anlayamamışsınız. Bunu savunanların en başında da Mustafa Kemal Atatürk gelmektedir. Bu tezi savunanları siz kendi kafanızda çok kötü yaftalamışsınız” diye cevap verdi..
Bu cevaba ise şöyle bir karşılık verdim
Komünizm ve sosyalizmi Atatürk'le nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Evet evet ben ve mensup olduğum Türk Milliyetçileri "Ne Amerika, ne Rusya ne de Çin her şey Türk'e göre Türk için diyen sadece biziz.
Solcular, komünizmin bütün fraksiyonları sadece "Kahrolsun ABD" dediler. Yanına hiç bir komünizm ve ya sosyalist saldırgan ülkeyi eklemedi.
Türk vatandaşları eğer bu vatanın gerçek vatandaşı ise slogan aldatmacılığından dönüp Mustafa Kemal'in yaptıklarını iyi bilmeli...
Yabancı ideoloji bezirganlığının bireylerinin yaptıklarını Atatürk'le özdeşleştirmek en hafif deyimle Atatürk'ü tanımamaktır diyorum. Yaşadık, okuduk, inceledik ,şahit olduk ve yazdık.
Atatürk'ü hiç kimse sosyalist ve ya komünistlerle aynı görüşte gösteremez.
Gösterirse bizim onlarla konuşacak sözümüz olmaz.
Çünkü Atatürk'ü iyi tanımayanlarla ben de tartışmam.
Onlara tam bağımsızlığı esas siz bilmiyorsunuz derim. Ve iyi günler dilerim diye cevap yazdım.
Aynı kişi bana bu sefer şöyle bir cevapla karşılık vermeye çalıştı:
“Mesele sağcı solcu olmak değil ülkemi seven biri olarak, Atatürk sonrası ülkeyi emperyalist zihniyete teslim eden tüm yönetimleri kınıyorum. Her türlü özgürlüğünü elde etmiş bir ülke dileği ile, yaşasın Tam bağımsız Türkiye” diye cevap verdi.
Beni anlamadığını ve hala 1980 öncesi sol ideolojistlerin etkisinde kaldığını gördüğüm cevaba şöyle bir cevap verdim:
…….. Bey ben sağcı solcu demedim. O siz söylediniz. Ben yabancı ideolojileri savunan insanların Atatürk'le özleştirilmesine karşı çıktım.
Bazı hadiselere iyi ve doğru teşhis için Türk Tarihini en azından 1807 den sonrasını çok iyi bilmek lazım. Ben şahsen 20.000 sayfadan daha fazla bu konuda yazı okumama rağmen bazı noktalarda eksikliğimi zaman zaman görüyorum.
Elbette İnönü ile başlayan ABD ve BATI eksenine kaymasının nedenlerini iyi bilmek lazım.
Buna sebep olan 2. Dünya Harbinden en güçlü kara devleti olan Rusya ve onun emelleri değil midir? Türkiye kendine güvense ABD ve ya Batı'ya neden gitsin?
Ve savaş sonrası Rusya'nın Türkiye'yi işgal hazırlıklarının nasıl engellendi? Bunları iyi bilmek lazım.
Kendinde azcık Türk kanı olan birinin ABD, Batı,Rusya ve Çin'e karşı olması gerekir.
Ama ülkenin bağımsızlığı da çok büyük güç olan Rus İmparatorluğunun inisiyatifine bırakmak ne derece doğru?
Prof. Dr Fahir Armaoglu 20 yüz yıl siyasi tarihi İs Bankası Yayınları bu konuları 1000 sayfalık eserinde ve yine Paul Kennedy Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri İş Bankası Yayınları 800 sayfa bu kitaplarda bir çok konuya net ışık tutuyor.
Öyle konuya bütün olarak tek cümle ile ifade kimseyi doğru yola götürmez ve bize de bir şey kazandırmaz.
Bir olay hakkında karar vermek için bütün olayları ve etkenlerini akademik olarak değerlendirmek en doğru olandır.
Bir tehlikeye girildiğinde bizleri kalıplaşmış ve uygulama alanı olmamış sloganlar kurtarmaz.
Ancak aldığımız önlemler ve oluşturduğumuz ciddi tespitler bizi kurtarır.
Esas konu biz ABD ve BATI'ya neden muhtaç olduk? Muhtaç olmamak için neler yapılmalıydı. Ve şimdi neler yapmalıyız tespitinin en doğru şekilde yapılmalıdır. Slogan değil iş üretmeliyiz diye düşünüyorum …..Bey. Selamlar.