Değerli okurlarım, uzun bir aradan sonra tarihi olayların seyri yazı serimize 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşlarının kazanıldığı gün vesilesiyle yeniden başladık. Bu sebeple bu günkü yazımız Çanakkale Savaşları ile ilgili olup seri helinde devam edeceğiz inşallah.
Tarihin seyrini büyük ölçüde değiştiren Çanakkale Savaşlarını çok iyi bilmek zorundayız. Bu aynı zamanda bir vatandaşlık görevidir.
Baştan şunu ifade etmeliyim ki: Çanakkale Savaşları herkesin kendine göre uydurduğu bir savaşlar zinciri değildir.
Çanakkale Savaşları, hem siyasal İslamcılar hem de gerçek manada Atatürk’ü tanımadığı halde Atatürkçü olduğunu iddia edenler tarafından daima istismar edilmektedir.
Siyasal İslamcılara göre, Mustafa Kemal sıradan bir Osmanlı subayı ve yaptığı savaşlarda komutanlarının verdiği emirleri yerine getirmeye çalışmış çok ta önemsenmeyecek sıradan bir subaydır. Enver Paşa ise iltimaslı olarak paşa olmuş ve bir alayı bile idare etmekten aciz bir uyduruk paşadır. Bu Paşa Sarıkamış’ta orduyu yazlık elbise ile savaştırmış ve Allahuekber Dağlarında dondurmuştur. Çok beceriksiz olduğu kadar Abdülhamit Hanı tahtından indirerek dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yIkılmasını sağlamıştır. Çok kötü ve İslama karşı bir paşadır. Bu savaşın kazanılmasında adını dahi geçirmezler.
Atatürk’ü tanımayan Atatürkçülere göre ise Çanakkale Savaşının tek kahramanı vardır. O da Mustafa Kemaldir. Ondan başka hiç kimsenin suya sabuna dokunan cinsinden komutanlığı yoktur. Her alanda o vardır. Savaşı kazanan sadece odur. Bunlara göre Enver Paşa saraya damat olmuş ve hak etmediği halde üst maakamlara getirilmiştir. Sarıkamış’ta tek kurşun atmadan 90.000 kişilik orduyu yok yere kırdırmış kabiliyetsiz paşadır. Çanakkale Savaşlarında Mustafa Kemal'in uyarılarına kulak asmamıştır. Onun yüzünden savaş uzamıştır.Ve Mustafa Kemal’i kıskanıyor.
Şaşılacak bir durum ise bu tarih yobazları ve birinden nefret eden bu iki grubun Enver Paşa düşmanlığında anlaşıyor olmalarıdır.
Çanakkale Savaşları bir kişilerin yarım yamalak bilgilerle birini yükseltirken başkalarını batırmak için anlatılarak kişilere göre değişen bir savaşlar silsilesi değildir. Bütün Dünya Türklüğünün ve samimi Müslümanların uzaktan yakından destek verdiği büyük bir savaştır.
Öldü diye bilinen bir milletin, dünya tarihine yön vermiş devletlerin toplamını hem denizde hem karada yendiği bir savaştır. Yani idam sehpasına çıkartılan bir milletin o sehpayı devirerek ilmiği onların boynuna geçirdiği bir savaştır.
Kısaca İmanın ve Milli ruhun zirve yaptığı büyük bir savaştır...
Çanakkale savaşları 4 bölümle incelenmelidir:
1-Çanakkale Deniz Üstü Savaşları
2-Çanakkale Denizaltı Savaşları
3-Çanakkale Hava Savaşları
4-Çanakkale Kara Savaşları
Bu savaşların hepsinin de çok büyük önemi vardır. Savaşasın kazanılmasında hepsinin yeri ayrıdır.
Kara Savaşlarında bütün cepheler çok önemlidir. Bütün cephelerde görevini aşk ile yapan asker ve komutanlar vardır.
Çanakkale Savaşlarının en üst komutanı padişah adına Enver Paşadır.
Çanakkale savaşları bir yokluklar savaşı değildir. Türk Tarihinde lojistik desteği en iyi sağlanan ve en güzel şekilde donanımı yapılan bir ordumuz vardır. Erzak götüren bir iki geminin batırılması oluşan kısa süreli zaman hariç olmak üzere askerlerimiz çok güzel beslenmiştir. Silahlarımız iyidir.
Çanakkale Savaşı sadece bir kişinin, bir adamın savaşı değil vatan savunmasını namus bilen(Almanlar hariç) bir erinden bütün komutanlarına varıncaya kadar adam gibi adamların oluşturduğu bir ekibin yönettiği savaştır.
Çanakkale Savaşlarında aklın ve izanın almayacağı ve normal şartlarda izah edilemeyecek fedakarlıklar ve ya zor işler başarılmıştır. Bir inanç savaşıdır ama bir hurafeler savaşı değildir.
Çanakkale Savaşlarında 57. Alay çarpışmalarda çok şehit vermiştir ama hepsi şehit olmamıştır….
Çanakkale'de Savaşlarda toplam şehit sayımız 56.000dir.
Asker kaçağı yok denecek kadar azdır onlarında tamamına yakını Araplardır.
Çanakkale Savaşlarında destan yazan rütbeli rütbesiz bütün askerlerimizinden ve bu savaşın kazanılmasında emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
İTİLAF DEVLERLERİ ÇANAKKALE HAREKATINA NEDEN KARAR VERDİLER…
1907 İngiliz-Fransız ve Çarlık Rusya’sı Türk Osmanlı Devletinin topraklarını kendi aralarında paylaşımında anlaşmışlardı.
1911’de Rusya’nın, Osmanlı Hükûmeti’ne Boğazlar üzerindeki istekleriyle ilgili bir nota vermişti. Bu Rus notadan haberdar edilen İngiltere ve Fransa, Rus isteklerini reddetmişlerdir. Türk Osmanlı Devletine göre kıyaslanamayacak kadar güçlü olan Rusya’nın bu ve buna benzer çeşitli tarihlerdeki yinelenen daha birçok istek ve baskılarını vardı.
1908 yılından sonra Abdulhamit Han’ın 1880 den sonra sürdüğü Alman yanlısı politika terk edilmeye başlanmış ve dünyanın en güçlü devleti olan Birleşik Krallık, Fransa eksenli dış siyaset izliyor ve onlarla müttefik olmak için çeşitli görüşmeler yapıyordu. Bu sebeple topraklarında gözü olduğunu bildiği tarihsel düşmanı olan Rusya ile aynı pakta olduğu için Rusya saldırısını bu ittifakın en güçlü devletleri vasıtasıyla önlemek istiyordu.
Ama Türk Devlet Büyüklerinin defalarca İngiltere Birleşik Krallığına, Fransa’ya, Rusya’ya, yaptıkları ittifak teklifleri asla kabul edilmedi.
Hatta, Rus Dışişleri Bakanı Sergev Sazonov, 1914 yılı ilkbaharında İngiliz ve Fransız hükümetleriyle görüşmeler sonucunda:
“ Eğer savaş zaferle bitecek olursa İngiltere, kendilerinin Osmanlı İmparatorluğu arazisine ya da başka yerlerdeki arazilere (özellikle İran) yapacakları taleplerinin olumlu karşılanması kaydı ile İstanbul ve Boğazlar hakkındaki Rus taleplerini tasvip edecektir.” kararı çıkmıştı.
Bunlardan başka Osman Türk Devleti yetkililerinin öğrendikleri bir çok sebeplerden dolayı Devletin Birinci Dünya Savaşı’nda Merkez Devletleri safına kaymasında büyük bir etken olmuştu.
Batılıların Çanakkale Cephesinin açmalarının bir çok sebebi var ama biz kısaca aşağıdaki belli başlı sebepleri yazdık.
-Rusya'nın silah ve mühimmat gereksinimini karşılamak,
-Rus petrolünü boğazlar üzerinden Avrupa'ya taşımak,
-Balkanlar'daki devletleri İtilaf Devletleri safına çekmek,
-Osmanlı İmparatorluğu'nun Mısır'a yönelik tehdidini ortadan kaldırmak,
-Avrupa'daki savaşın, kanlı çatışmalara karşın kesin sonuç vermemesinin, Almanya'nın müttefiklerinden birine saldırma fikrini çekici hale getirmesi
-Osmanlı İmparatorluğu'nun savaştan çekilmesi ve İstanbul'un Britanya kuvvetlerince işgal edilmesiyle -Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu bloku güneyden kuşatılmış olacaktı.
-Birleşik Krallık savaşın sona ermesinden önce İstanbul'u fiilen ele geçirmekle, Rusya'nın boğazlar üzerindeki istekleri karşısında güçlü bir durumda olacaktı.
-İstanbul işgal edilerek Rusya'nın Almanya ile tek başına hareket ederek bir antlaşma yapmasını güçleştirmek.
-Osmanlı'nın Kafkasya Cephesi'ne daha fazla kuvvet aktarmasının önüne geçilerek Rus ordusunun tüm gücüyle Almanya üzerine yüklenebilmesine olanak vermek.
-Teşkilatı Mahsusa'nın Müslüman ülkelerde yürüttüğü "İttihad-ı İslam" propagandasını durdurmak.
İşte Boğazlar üzerindeki bu gizli çıkar çatışmalarıdır ki, İngiliz ve Fransızlar’ı İstanbul’u almaya ve Ruslar’dan önce Karadeniz Boğazı’na el atmaya yöneltmiştir. Ruslara silah ve malzeme yardımı sorunuysa, savaşın sadece görünüşteki nedenini oluşturmuştur. Esasen Birleşik Krallık'ın hesabı Rus petrol ve buğdayıdır. Karadeniz limanlarında toplam 350 bin ton taşıma kapasiteli ticaret gemileri hareketsiz kalmıştır. Boğazlar açıldığı takdirde bu gemiler Rus buğdayını ve petrolünü Avrupa'ya rahatlıkla taşıyacaktı.
(Devam edecektir.)