Bir milletin en değerli hazinelerinden birisi hatta başta geleni geçmişidir. Geçmiş Milletin varoluş iddiasının ana dayanağıdır. Geçmiş, bir milletin canıdır, kanıdır, hayat damarıdır, hazinesidir. Geçmiş insan olmanın tek rüknüdür. Geçmiş bir milletin bilgi bankasıdır. Geçmiş geleceğin en düzgün görüntü veren aynasıdır. Geçmiş milletlerin en büyük silahıdır. Tek kelimeyle geçmiş korunup saklanması gereken namusumuzdur.
Devlet tanımını sözlükler şöyle yapıyor: Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık,
Sınırları belirli bir yurt ve türe düzeni içinde, ülküdeş insanların topluca ve kamu yararını sağlamak amacıyla örgütlenerek kurdukları ve benzeri topluluklarca bağımsız ve siyasal kişiliği tanınmış birlik,
Sınırları belli olan bir memleketin sahibi olan insanların kurduğu siyasî, hukukî, idarî mahiyetteki merkezî teşkilât.
Büyük mutluluk. Kut, talih. Büyük aşama, orun, mevki. Toprak bütünlüğü ve siyasal örgütü olan bir ulusun oluşturduğu hukuksal varlık.
Yukarıda görüldüğü gibi devlet kavramı hayatımızda çok ehemniyet arz eden bir kavramdır. Vatanı vatan yapan en büyük etkendir. Devlet olmadan vatanının tanımını yapmak mümkün değildir. Peygamberimiz "Vatan sevgisi imandandır" derken esas değindiği ana sebep milletin bekası olan devlet değil midir?
Bir başka Hadis-i şeriflerinde de; “Allah rızası için bir gün nöbet beklemek, dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır.” (Buhari;) Bu nöbet devlet için beklen miyomu?
Cenâb-ı Hak buyurur ki: “Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever. Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.”(mümtehine süresi 8-9)
Bir diğer âyette Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar—Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.(enfal süresi-60.ayet)
İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.
Namık Kemal
Vatan sıhhate benzer, değeri kaybedilince anlaşılır.
Süleyman Nazif
Vatanında ölmeyen iki kere ölür.
İ. Habib Sevük
Benden eğerimi isteyin vereyim, atımı isteyin vereyim, çadırımı isteyin vereyim, fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin vermem, veremem.
METE HAN
Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
2. ABDÜLHAMİD
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim.
A. HAMİLTON
Bu siyah toprak sahasının altında defineler, üstünde asil ve kahraman bir millet yaşıyor. Millet, Vatan, Toprak, Bilim-İlim, Gerçek
Mustafa Kemal Atatürk
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir!
Necmettin Halil Onan
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mithat Cemal KUNTAY
Bu memleket tarihte Türk'tü. Bugün de Türk'tür ve ebediyen Türk olarak kalacaktır.
K.Atatürk
Değerlerle yoğrulmuş ve bu değerleri kültür haline getirmiş milletimize 1840 li yıllardan beri sövenler hep iktidar ve yönetim kademelerinde oldular ya da yönetim kademesince kullandılar. Fransa da sefahat alemi milletin inançlarına hakaret edenler mutlaka devletin önemli mevkilerinde kendilerine yer bulmuşlardır.Bunlar bazen sadaret makamını, bazen vezaretleri, bazen serasker, bazen umum müdür, bazen vali, bazen kadı, bazen gazeteci,bazen tacir, bazen ağa ve bey, bazen ise yazar olmuşlardır. Bunlar çoğunlukla geri kalmayı İslamiyet dinine bağlarlar ve onun için İslam dinine şiddetle karşıdırlar. Milleti tembellikle suçlarlar ama kendileri asla çalışmaz. Hep başkasından geçinmeyi severler. Tıpkı kapitalistler, emperyalistler, faşistler, sosyalistler ve ya komünistler gibi hep akıl verirler. Dünyada kendilerinden daha değerli insanların olmadığını zannederek kendilerini halkın anlamadığını ve asla da anlamayacağını iddia ederler.
Bunlar, millet bağımsızlığı, özgürlüğü, namusuyla imtihan olduğu Kurtuluş Savaşı sırasında; kucağında bebesiyle savaşa genç gelinler katılırken onlar bir başka memlekette Bolşevizm'e kaçmışlardır. Daha sonra utanmadan sıkılmadan "Kurtuluş Savaşı" destanını yazabilmişlerdir. Bunlar Sivas'ta Mandater olduklarını ispat etmişler. Türkiye İngiliz mi ABD mandasına mı girsin kavgasını yapmışlardır.
Bunlar bazen Şeyhülislam olup İngilizlerin İslama daha iyi hizmete edeceğini söyleyecek kadar alçaklaşmışlardır. Bunlar Kurtuluş Harbini yapanlara hain ve asi diyebilecek kadar namussuz olabilmişlerdir. Bunlar yazılarında Türk ırkının bozulduğunu ırkımızın düzgün olması için Avrupa'dan damızlık erkek gelmesini isteyebilecek kadar arsız, ahlaksız, şerefsiz ve çirkef olabiliyorlardır. Bunlar İslamın terakkiyi engellediğini savunarak Türkiye Cumhuriyetinin resmi dininin Hıristiyanlık olmasını millet meclisinde teklif edecek kadar din cahili ve İslam düşmanı olabiliyor.
Bunlar yetki aldıklarında başlarında bulundukları okullarda ve her yerde Allahın adının anmayı yasaklayacak kadar ceberutlaşabiliyorlar.Bunlar Türklüğü savunanları tabutluklara koyabilecek kadar milletine yabancı olabiliyorlar. Bunlar İslam alimlerini mahpus damlarına koymaktan asla geri durmamışlardır.
Bunlar Türkiye cumhuriyetinin Ay Yıldızlı Bayrağı yerine beyazıt yangın kulesine orak çekiçli bayrak asabilecek kadar soysuzlaşmışalrdır. Bunlar 1979 - 1980 İzmir Tariş olaylarında Türk askerini arkadan var Rus askerine selam dur diyebilecek kadar nesepsizleşebiliyorlar. Bunlar Taksimde sırf devlet otoritesi yok olsun diye bile bile yürüyüş yapan korteje ateş açıp kargaşadan dolayı bir çok insanın ölümüne sebep olabiliyorlar.
Bunlar devletin jandarma genel komutanına suikast yapabiliyorlar. Bunlar oyuncak şeklinde bubi tuzak kurup bir çok cana kıyabiliyorlar. Bunlar Türkiye model olarak yada onlara peyk olarak Rusya' yı , Çin'i, Hatta Arnavutluğu bile model olarak gösterebiliyorlar. Hatta daha sonra kendilerine Özgürlük savaşçısı diyorlardı.
Bunlar Boğaziçi Gemisini yakarak batırabiliyor, Kültür Sarayını yakıyorlar, hatta Bogaziçi Köprüsünü dinamitlemeye bile çalışmışlardı.
Bunlar Doğu Ocaklarını kurup PKK nın ana nüvesini oluşturmuşlardı. Bunlar solun her türlü terör örgütünü kurarak ülkeyi şehir şehir almayı hesap etmişlerdi. Bunlar bir günde üç kardeşi vurup sonra çocuklarına ağlayan anneye gelerek özür dileriz yanlışlıkla vurduk diyebilecek kadar hayvandan daha aşağı olmuşlardır. Bunlar 1980 darbesinde bunların hepsi darbecileri alkışladırlar. Kendi lider bildiklerine sırt döndüler. Yapılan işkence ve haksızlıkları makul gördüler. O devrin en palazlı partisine girdiler. Emrettiler yönettiler. Ticaret yaptılar. İthalat ve ihracat yaptılar. Çok zengin oldular.
28 Şubatta taraf oldular halka kan ağlattılar. Düşman bildiklerini ihbar ettiler. Onlara devletten kredi aldırtmadılar. Bu dönemde Atatürkçü oldular ve ikinci cumhuriyetçi oldular. 2002 seçiminden sonra bir gecede insan sevdalısı oldular kirli olan gönüllerini pür-ü pak eylediler. Hatta islamı savunmaya başladılar. iş aldılar, ihale aldılar, ithalat, ihracat yaptılar.
Bedelsiz arsalar aldılar, teşvik pirimi aldılar, krediler aldılar. Boğazdan yalılar ve saray yavrusu gibi evler aldılar. Ne zaman iktidar PKK ile görüşmeye başladığını öğrendiklerin de daha önce sövdükleri Ermeni Agop Agopyan'ın çokta kötü olmadığını aslında barışı kurtarabilecek tek kişi olabileceğini söylediler. Kur'anla dalga geçen örgütte insanı yapı aramaya başladılar. ve PKK nın aslında çokta haksız olmadığını söylemeye başladılar. kendilerde olsa aynen PKK gibi davranabileceğini utanmadan sıkılmadan söyleyemeye başladılar.
Bunlar,bakan, bazen Türk Milletinin Vekili, bazen validir,bazen emniyet müdürüdür, bazen üniversitede hoca, dekan ve ya rektörtürler. Onlara göre Türküm demek bölücülük, Kürdüm demek barışın anahtarıdır. Hatta bunlardan bazıları İslam adına İslam düşmanlığı yapar. Müslüman kardeşinin malını, canını, kanını, namusunu ecnebinin çiğnemesine ses çıkarmayı bırakın yardım bile eder. Bunlar ülkenin bölünmesinden kaygıları yoktur.
Bunlar bazen dindar, bazen dinsiz, bazen laik, bazen hümanist, kapitalist, bazen komünist, bazen sosyalist olabilirler.
HATTA BUNLAR SÖVGÜYÜ OKADAR İLERİ GÖTÜREREREK SINIR TANIMAZ ŞEKİLDE OKADAR SOYSUZLAŞIP TÜRK IRKININ OLMADIĞINI İDDİA BİLE EDEBİLİRLER.
AMA İŞTE BUNLAR VARYA BUNLAR ÜLKEMDE HEP BAŞ TACI EDİLİRLER.