“Moğolların Gizli Tarihi” (TTK yayın. Çeviren: Prof.Dr.Ahmet Temir, Ankara-2023) adlı kitapta Cengiz Han’ın savaşlarından ve evliliklerinden de bahsediliyor.
Bilindiği üzere, Cengiz Han’ın ilk eşi Börte’dir. Wikipedia’de eşleri olarak Börte, Isukhan Khatun, Gunju Khatun, Gurbesu Hatun, Abika Khatun yazılmakla birlikte, eşlerini kitaptan paylaşımlarla yazacağım.
“Çinggis-hahan (Tatarlarla savaşından sonra) Tatar’lardan Yekeçeren’in kızı Yesugan hatunu kendisine aldı. Onun iltifatına nail olunca Yesugan hatun: ‘Hahan emrederlerse, beni kendilerine kadın olarak alabilirler, fakat benim ablam Yesui benden daha üstün (meziyetlere sahip) ve bir han için daha muvafıktır. O bundan biraz önce evlenmişti. Bu karışıklık esnasında kim bilir nerede kaldı!’ dedi. Bunun üzerine Çinggis-hahan: ‘Kız kardeşin senden daha güzel ise onu aratacağım. Fakat gelirse, yerini ona bırakır mısın?’ diye sordu. Yesugan hatun: ‘Hanın emriyle kız kardeşimi görür görmez yerimi ona terk ederim!’ diye cevapta bulunduğundan, Çinggis-hahan, ablasının aranması için emir verdi. Bizim askerler (Yesui hatunu) bir ormanda, kocası ile birlikte gizlenmiş olduğu halde rastladılar. Kocası kaçtı, Yesui hatunu alıp getirdiler. Yesugan hatun, önceden vermiş olduğu söze sadık kalarak yerinden kalktı ve onu yerine oturtarak kendisi daha aşağıda mevki aldı. Çinggis-hahan onu, Yesugan hatunun tasvir ettiği gibi güzel bulunca, içinden çok sevindi ve Yesui hatunu kendisine alarak şerefli mevkie oturttu. (s.83-84)
…Merkit halkının yenilmesi sırasında, Ho’as Merkit’lerden Dayir-usun, Çinggis-hahan’a sunmak maksadiyle kızı Hulan hatunu alıp gelmekte idi. Yolda askerler tarafından durduruldular. (Y.Y: Komutan Naya-noyan, yoldaki tehlikeleri düşünerek onları üç gün alıkoydu. Sonra Cengiz Han’a götürdü. Çok kızan) Çinggis-hahan Hulan hatunun ricasını yerine getirerek, aynı gün esaslı bir muayene yaptırdı ve neticede sözlerin doğruluğu anlaşılınca onu sevgiyle taltif etti. (s.124)
(Kitat halkına sefer) Dung-cang’ın muhasarası esnasında, Altan-han’ın başveziri Ongging-çingsiang… (müzakereler sonucu) Çinggis-hahan için Gungcu adında bir prenses ve (Manghol) askerlerine dağıtmak için de altın, gümüş, ipek ve mücevherat alarak Çinggis-hahan’ın huzuruna çıkmak için Cung-du’dan hareket etti. Arzedilen bu sulh teklifini Çinggis-hahan kabul etti ve muhtelif şehirlerin muhasarası için gönderdiği askerlerini toplayarak çekilip gitti… (s.170)
(Açıklamalar: “Kitat halkı”ndan maksat, kuzey Çindeki Kin devletidir. Kin devletinin ‘orta başkenti’ olan Cong-du (sonraları Da-du), Moğollar tarafından ‘Büyük başkent’ olarak kullanılan Yen-p’ing (Peking)’dir. Kin hükümdarının sulh teklifi ancak 1214’te vuku bulmuştur… Moğol orduları her iklimde savaşmışlardır… Sonra Çin’de kurulan daimî garnizon onları uyuşturmuştur. Gungcu bir ad olmayıp Çince Kung-chou için kullanılmış ve manası da ‘prenses’tir. Çin tarihlerine göre 500 erkek ve kız çocuk, 3.000 at ve başka kıymetli şeyler teslim edilmiştir. s.231-232)
Bu seferden sonra (Çinggis-hahan), Haşin (Tangut) halkına karşı yürüdü. Onlara yaklaşınca, Haşin’lerin (hükümdarı) Burhan, Çinggis-hahan’a: ‘Senin sağ kolun olmak isterim!’ diye haber yolladı ve ona Çaha adında bir prenses sunarak tâbi olmak istediğini bildirdi… ‘Biz eskiden beri Çinggis-hahan’ın şöhretini duyarak korkuyorduk. Şimdi ise onun kudretli şahsiyeti kendimize yaklaşınca haşmetinden titriyoruz. Biz Tang’ut (Tanghut) halkı, senin sağ kolun olarak gücümüzü sana hasretmeye hazırız…’ (s.171)
(Y.Y: Haşin/Tangut’ların kurduğu devlete Tibet Devleti deniyor. Açıklama: Dinleri Budizm idi. Çünkü hükümdarları Burhan veya İluhu Burhan adını taşımaktadır ki, bu tabirler Lamaizmda Buda için kullanılıyordu… Çin kaynakları maalesef çok az malûmat vermektedir. Yazılı eserler, herhalde Moğol istilası esnasında halkı ile birlikte yok edilmiş olsa gerektir… Kin prensinin Moğolca tenggeri adını taşıması şayanı hayrettir. s.232-234)
Çinggis-hahan da memleketine avdet etti: …tavuk yılının (1225) sonbaharında Tula boyundaki Kara Orman’da bulunan sarayına kavuştu. (s.186)
(Açıklamalar: Çinggis-hahan, zaptedilen memleketlerden ayrılırken oraya valiler tayin ederek işgal ordusu bıraktığı gibi, sefere başlamadan önce de esas memlekette Muhali’yi kendisine vekil tayin etmişti. Muhali, bu yedi yıl esnasında kuzey Çin ile Kore seferini devam ettirmekle mükellefti. Tula boyundaki Kara Orman’da, eskiden Kereyit hükümdarı Onghan oturuyordu. s.237)
Kışı orada geçirdikten sonra Çinggis-hahan), …köpek yılının (1226) sonbaharında Tang’ut halkına karşı sefer etti. Hatunlardan Yesui hatunu beraberinde götürdü. Kışın, Arbuha mevkiinden geçerlerken yabani atlara karşı sürek avı tertip ettiler. Çinggis-hahan’ın bindiği kızıl boz at, yol üzerinde koşan yabani atlardan ürkerek şaha kalktı ve han atından düşerek ağır surette yaralandı. Bunun üzerine Ço’orhat mevkiinde kondular. Orada bir gece kaldıktan sonra, ertesi gün Yesui hatun: ‘Çocuklar! Komutanlar! Durumu müzakere edin, geceleyin hanın yüksek harareti vardı!’ dedi. Çocukları ve komutanları toplandıklarında, Honghotat’lı Tolun-çerbi şöyle bir teklifte bulundu: ‘Tangut halkının// Şehirleri sağlam// Ordugahları sabittir.// Sağlam şehirlerini,// Alıp götüremezler,// Sabit ordugahlarını// Bırakıp gidemezler!
Biz şimdi geri dönelim de hanın harareti indikten sonra tekrar sefere çıkarız!’ dedi. Çocuklarla komutanların hepsi de (bu fikri) muvafık buldular. Fakat bunu Çinggis-hahan’a arzettikleri zaman, o: ‘(Böyle yaparsak), Tang’ut halkı bizim korkarak geri çekildiğimizi zanneder. Onun için önce onlara bir elçi göndererek cevaplarını burada bekleyelim, döneceksek ondan sonra döneriz!’ dedi. Bunun üzerine bir elçi gönderdiler ve cevap getirmek şartiyle şunları söylemesini emrettiler: ‘Burhan! Birkaç yıl önce sen bize, Tang’ut halkının sağ kolumuz olacağını söylemiştin. Müslümanlar tekliflerimizi kabul etmedikleri için (sefere hazırlanırken) senin o sözlerine güvenerek yardım istemek niyetiyle elçi göndermiştim. Fakat sen Burhan, bana yardım etmek için asker göndermek şöyle dursun, beni sözlerinle tahkir etmiştin. O zaman başka işlerim olduğu için seninle hesaplaşmayı başka zamana bırakmıştım. Batı seferinde yer ve gökün yardımiyle müslümanları doğru yola getirdim. Şimdi Burhan, seninle hesaplaşmağa geliyorum!’ Burhan: ‘Tahkir edici sözleri ben söylemedim!’ dedi. (Komutanlarından) Aşa-gambu ise: ‘O sözleri ben söylemiştim. Eğer siz Manghol’lar, şimdi bir muharebe arıyor ve savaşmak istiyorsanız, benim Alaşai’daki ordugâhıma geliniz…’ diye cevap verdi.
Bu sözleri duyan Çinggis-hahan, daha harareti inmemişken: ‘Bu büyük sözler karşısında hiç geri dönülür mü? Ölürsem öleyim, fakat onu, bu sözleri üzerine takip edeceğim! Tanrım sen bilirsin!’ dedi. Bundan sonra Çinggis-hahan Alaşai üzerine yürüdü; Aşa-gambu ile muharebe ederek onu Alaşai (dağlarına) kaçmağa mecbur etti ve sonra da esir aldı… (s.187-188)
(Açıklama: Hükümdar attan yuvarlanırken herhalde dahilen yaralanmış olup, ertesi sene vuku bulan ölümü de bununla izah edilebilir. Şaman veya tabipler tarafından tedavi edildiği hakkında bir kayıt yoktur. s.237)
Devam edeceğiz…