“Tarihte Evlilikler” deyince, her halde halkın (reaya, tebaa) evliliklerinden bahsedeceğimi sanmıyorsunuz: Devletleri yöneten “hükümdar”ların evliliklerinden bahsedeceğim. Tarihte milletler arası bir çok savaşlar olmuştur; yine aynı milletin kurduğu farklı devletler arasında da savaşlar olmuştur, mesela bizim milletimizin kurduğu devletler arasında olduğu gibi… Ayrıca çok sayıda din savaşları olmuştur; hatta aynı dinin mezhepleri arasında da… Bunları okudukça görüyorsunuz.
Buna rağmen; tarih boyunca imparatorluklar, devletler, krallıklar, emirlikler, hanlıklar, beylikler, derebeylikler arasında -evlilikler yoluyla- o kadar birliktelikler kurulmuş ki, yazsam sayfalar yetmez. Bugün belki daha keskin bakıyoruz; ama dün evliliklerde ırk, soy, din, mezhep farkı da çok gözetilmemiş.
Geçen hafta; “Türklerde hükümdarların, hakanların, hanların, beylerin, şehzadelerin; Araplarda emirlerin, halifelerin; diğer milletlerde imparatorların, kralların, tekfurların, derebeylerin nasıl evlendiklerini / evlendirildiklerini, kendi aralarında ya da karşılıklı birbirlerine kızlarını, kız kardeşlerini (bacılarını, hemşirelerini) nasıl verdiklerini…” bahsetmiştim.
Yazıyı hazırlarken, bir de gelin olan kızlar / kadınlar tarafından konuya bakmaya çalıştım. Acaba hükümdar babasının veya ağabeysinin bir sözü ile gelin gidenlerin psikolojisi düşünülmüş müdür? Bu evlilikler, kızlar / kadınlar açısından değerlendirilmiş midir? Birini sevdiği veya biri tarafından sevildiği, kendilerine sorulmuş mudur? Nasıl bir ortama ya da bilinmezliğe doğru gittiği anlatılmış mıdır? Hiç sanmıyorum. Büyük ihtimalle tüm bu soruların cevapları olumsuzdur.
Gelinler açısından bakınca üzülmemeniz, acımamanız mümkün değil. Gittiği yerde (sarayda) ne ile karşılaşacağı, kaçıncı eş olacağı, başına neler geleceği, tuzaklara veya entrikalara karışıp karışmayacağı, aklı, karakteri veya güzelliği ile hünkârı (eşini) etki altına alıp alamayacağı, kimlere ne tür tuzak kuracağı veya entrika çevireceği hep meçhul… Ama bir gerçek var ki; gelin giden bu kızlar / kadınlar, devletin veya saltanatın geleceği için aracı olarak kullanılmışlardır.
Bunları niye yazıyorum; çünkü bu gelinlerin bazılarının, tarihi süreç içerisinde ağabeylerinin, kardeşlerinin, eşlerinin ölümlerinde / öldürülmelerinde etkilerinin olduğu görülüyor da ondan… “Mutlaka evlendirilmeleri sırasında ya da evliliklerinde yaşadıkları psikolojik durumun etkisi vardır” diye düşünüyorum.
Garip ya da ilginç bulacağımız bu evliliklerden; Tomris Hatun gibi devleti yöneten, çok güçlü, savaşçı kadınlar çıktığı gibi tarihe mal olan büyük aşkların doğduğu da görülüyor: Romalı komutan Anthony ile Mısırlı Kleopatra, Hindistan’da Babür Sultanı Şah Cihan ile eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Sultan), Osmanlı’da Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın aşkları gibi daha bir çok aşklar…
Bu evliliklerin sebeplerine girmeden önce biraz “Türk Töresi”nden bahsetmek gerekmektedir:
- Türkler bu tür evlenmeleri siyaseten yapıyorlardı.
- Türkler bir yeri almak istediklerinde ya akın yapıp kılıç zoruyla zapt ediyorlar yahut o yerin hükümdarının / kralının kızını alıyorlardı.
- Çünkü Türk töresine göre gelinin beraberinde getirdiği cehiz (mal-mülk) kocasının (hükümdarın), dolayısıyla devletin sayılıyordu.
- Bu suretle ülkeler / araziler temellük (kendi malı sayma) ediliyordu.
- Gerektiğinde o devletin veya ülkenin varisi olduklarını ileri sürüyorlardı. Mesela; Selçuklular kendilerini Bizans’ın varisi saymışlardır.
(Not: Bazı tarihçilerimiz; Osmanlı’nın ilk döneminde Türk kökenli “Mihaloğulları, Malkoçoğulları gibi” güçlü kabilelerin kızları ile evlenip akraba olduklarında tahtta hak iddiası olabileceği endişesi ile “Yeniçeri Ocağı”nı ve “Harem”i kurduklarını belirtmektedirler.)
Tarihte yapılan evliliklerle ilgili çeşitli kitaplardan derlediğim notlara bağlı kalarak sebeplerini yazmaya çalışacağım. Evliliklerin Türk kökenlilerle veya yabancılarla olması, olayları ve şartları değiştirmediği gibi sebepleri de değiştirmiyor. Bu tür evlenmeler de aşağıdaki sebeplerin bir tanesi yeterli olabildiği gibi bir kaçı bir arada da olabiliyor. Gelelim bu evliliklerin yapılma sebeplerine:
- Akraba olmak suretiyle arka ve güç kazanmak.
- Saltanatı güçlendirmek ve hâkim (güçlü) hükümdar olmak.
- Gelinin cehiz olarak getirdiği mala / mülke sahip olmak.
- Gelin kıza düşen miras nedeniyle devlet arazisini (toprağını) genişletmek.
- Arazinin yanı sıra asker sağlamak.
- Bir ülkeyi savaşmadan almak.
- Dost kazanmak.
- İttifak yaparak müttefik olmak ve destek bulmak.
- Barış yapmak ve denge sağlamak.
- Ticaret yollarını güvenli yapmak ve tüccarları güvene almak.
- Başka devletlerin arazi tecavüzlerinden korunmak.
- Evliliği antlaşma gereği yapmak.
Tarihi süreç içerisinde bu evliliklere örnek olarak önemli bulduklarımı vereceğim:
* M.Ö.19-18.yüzyıl: “Turukkular ile Asur kralı Išme-Dagan arasında bir tür düşmanlık olduğu aşikârdır. Buna rağmen ikili arasında akrabalık bağı da tesis edilmiştir. Şöyle ki Išme-Dagan oğlu Mut-Askur’a, gelin olarak Zaziya’nın kızını almış ve kendi kızını da Zaziya’ya eş olarak vermiştir. İki siyasi güç arasında evlilik vesilesiyle geliştirilmeye çalışılan dostane ilişkinin temelinde Asurluların Turukkuları kendi yanlarına çekme gayesi yatmaktadır. Nitekim Išme-Dagan bu şekilde Turukkuları kendi safına çekerek onların savaşçı niteliklerinden ve askeri gücünden faydalanma çabası içerisine girmiş olmalıdır.” (Yusuf Kılıç - Hüsrem Çelik - Cemal Yılmaz, Turukkular, Hildegard Lewy, “Assyria c. 2600-1816 B.C by the Late”, CAH, Vol. I, Part II, Cambridge 1971)
* M.Ö.680-669: “Asur imparatoru Asarhaddon, imparatorluğun kuzey ve kuzeydoğu sınırlarını tehdit eden Kimmer ve Mannalar’ın saldırılarını tesirsiz hale getirebilmek maksadıyla İskit hükümdarı Bartatua ile anlaşmak yolunu seçmiş ve ona kızını vererek İskitler’in adı geçen kavimlere karşı savaşmasını sağlamıştır.” (Prof.Dr. İsmail Durmuş, İskitler, Akçağ yayınları 2015)
* “İlk milletlerarası mukavele olduğu belirtilen anlaşma (M.Ö.200) gereğince Mo-Tun’un bir Çin prensesiyle de evlenmesi sonucu Çin ile dostluk havası içinde, İmparatoriçe Lu (M.Ö.195-179)…” (Dr. Arslan Tekin, Türk’ün Tarihi)
* “Mete (ölümü M.Ö.174)’nin oğlu Tanhu Ki-ok (Ki-yo) Lo-Şang unvanı ile tahta geçti (M.Ö.174-160). …Çin ile iktisadi münasebetlerini dostane bir şekilde devam ettirmek için bir Çin prensesiyle evlendi.” (Dr. Arslan Tekin, Türk’ün Tarihi)
* M.Ö.51-30: Sezar'ın öldürülmesinden sonra Kleopatra, Romalı Komutan Marcus Antonius ile birlikte olmaya başladı. M.Ö.40 yılında ikiz çocukları olan çift, M.Ö.36 yılında evlendi.
Haftaya devam…