Aslında bu hafta, ilk çağlardan itibaren Türk halklarını, boyları ve toplulukları yazacaktım ama haftaya bıraktım. Çünkü, 1974’te aldığım temel kitaplarımızdan biri olan bir kitabı yeniden okuma ihtiyacı duydum. 1659 yılında yazıldığı belirtilen bu eserde, Türklerin geçmişi Nuh peygambere kadar götürülmektedir. Diğer bazı kitaplarda da geçmektedir. Doğruluğuna ve yanlışlığına karar veremeyeceğim bu hususun değerlendirmesini size bırakarak, kitaptan bazı aktarmalar yapacağım.
Kitaplığımda, Hive Hanı Ebu’l-Gazi Bahadır Han’ın (d:24/08/1603- ö:1663), “Şecere-i Terakime (Türklerin Soy Kütüğü, Hazırlayan: Prof.Dr.Muharrem Ergin, Tercüman 1001 Temel Eser, sayı: 33) ile yine aynı eseri Çağatay şivesinden Türkiye şivesine çeviren Dr.Rıza Nur’un kitabını sadeleştiren Yunus Yiğit’in (İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, 2009) “Türk’ün Soy Ağacı” adlı iki kitap bulunmaktadır.
Ayrıca, internette aynı adla Prof.Dr.Necati Demir’in hazırladığı bir kitabın da olduğunu öğrendim ama alıp okumak nasip olmadı. Diğer kitaplarla benzer olduğunu düşünüyorum. Necati Hoca’nın kitabının tanıtımında şu açıklamalar yapılmış: “…1664 yılından önce yazılmış ve esas konusunu Oğuz Türklerinin tarihi oluşturmaktadır. Şecere-i Terâkime, Oğuzlar ve kurdukları Oğuz Yabgu Devleti’nin 750-1050 yılları arasındaki tarihi hakkında, rivayetlere dayalı olsa da bilgiler veren çok önemli bir eserdir. Bu eser, Türk tarihi açısından önemli olduğu kadar Türkçenin de önemli dil yadigârlarından birisidir. Ayrıca Türkçenin en önemli eserleri arasında yer alan Muinü’l-Mürid’in yazılışı hakkında bilgi içermesi eseri daha da önemli kılmaktadır.
Ebulgâzi Bahadır Han, diğer eseri olan Şecere-i Türk’ü bitiremeden 1664’te vefat etmiş, eksik kalmış bu eseri oğlu Anuşe Muhammed Bahadır Han 11 sayfa ekleyerek bitirmiştir. Şecere-i Terâkime ile ilgili ise böyle bir durum yoktur. Eseri bizzat kendisi 1664 yılından önce yazıp bitirmiştir.
Şecere-i Terâkime, yakın zamanlarda kaleme alınmış olsa da Türk tarihinin temel kaynakları arasında sayılmaktadır” demektedir.
Bahsettiğim elimdeki iki kitap, Âdem Peygamber’le başlamaktadır ve sırayla yerine gelen peygamber ve hükümdarları yazmaktadır. Ben sözü uzatmadan bu sıralamayı yapmak istiyorum. Merak edenler kitabın herhangi birini alıp okuyabilirler.
Öncelikle paylaşımlarım ilk kitabın 20-25. sayfalarından olacaktır. Kişilerle ilgili yazılanları ve ikinci kitaptaki farklı ifadeleri parantez içinde sayfasıyla birlikte vereceğim.
-Âdem Peygamber 1.000 yıl bu dünyada durdu. Âdem demek Arap dilidir. Arap, deriye âdem der. Her nesnenin dışına deri derler. Melekler toprağı, yeri kazıp içinden almadılar, dışından alıp, Âdem'in suretine yaptılar. Onun için Âdem dediler.
-Âdem Peygamber’in oğlu Şeys (2.kitapta: Şis, s.17, 66/ Şit Peygamber, s.246). Şeys’in mânası Tanrı’nın heybeti demek olur. Şeys (Şit) Peygamber 912 yıl yaşadı.
-Şeys oğlu Anuş (2.kitapta: Anouşi/Anuş, s.17, 66/ Enuş, s.246). 912 yıl yaşadı.
-Anuş’un oğlu Kınan (2.kitapta: Kaynan, s.17, 66, 245). 840 yıl yaşadı.
-Kınan’ın oğlu Mihlail (2.kitapta: Mehlail/ Mihlayl, s.17, 66, Mihlail- s.245). 920 yıl yaşadı.
-Mihlail’in oğlu Berd (2.kitapta: Yared/Yard/Yerd, s.17, 66). 960 yıl yaşadı.
-Berd’in oğlu Ehnoh (Lakabı İdris Peygamber. 2.kitap: Ahnoh, s.17, 245). 82 yıl peygamberlik yaptı.
-Ehnoh/ İdris Peygamber’in oğlu Matuşaleh (2.kitapta: Matuşalah/Matuşlah, s.17, 66, 245).
-Matuşaleh’in oğlu Leymek (2.Kitapta: Lamek, s.18, 66, 245).
-Leymek’in oğlu Nuh Peygamber (2.kitap: s.17, 66, 245). 250 yaşında peygamber oldu ve 700 yıl peygamberlik yaptı. (Tufan’dan sonra) Nûh Peygamber üç oğlunun her birini bir yere gönderdi. Hâm adlı oğlunu Hindistan ülkesine gönderdi, Sâm adlı oğlunu İran memleketine gönderdi ve Yâfes adlı oğlunu Kuzey Kutbu tarafına gönderdi. Ve üçüne de dedi ki: İnsanoğullarından siz üçünüzden başka kimse kalmadı. Şimdi üçünüz üç yurtta durun. Ne zaman çoluk çocuğunuz çoğalırsa, o yerleri yurt kılıp oturun, dedi.
-Nuh Peygamber’in oğlu Yafes Han (2.kitapta: s.18, 66, 245).
Yâfes’e bazıları peygamber idi demişlerdir ve bazıları peygamber değil demişlerdir. Yâfes babasının emri ile Cûdi dağından gidip İtil ve Yayık suyunun yakasına vardı. 250 yıl orada durdu, sonra vefat etti. Sekiz oğlu var idi. Çocukları pek çok olmuştu. Çocuklarının adları şunlardır: Türk, Hazar, Saklap, Rus (Urus), Ming (Mink), Çin, Kimeri (Kımarı), Tarih (2.kitap, s.18, Dip not).
-Yafes Han’ın oğlu Türk Han (2.kitap: s. 18, 66, 245). Yâfes, öleceği sırada büyük oğlu Türk’ü yerine oturtup diğer çocuklarına dedi ki: Türk’ü kendinize padişah bilip, onun sözünden çıkmayın, dedi. Türk’e Yâfes oğlu diye lâkap taktılar. Çok edepli ve akıllı insan idi. Babasından sonra birçok yerleri gezdi ve gördü. Sonra bir yeri beğenip orada oturdu. Bugün o yere Isıg Köl derler. Çadır evi (otağı) o çıkardı. Türklerin içindeki bazı âdetler var, ondan kaldı.
Türk’ün dört oğlu var idi. Birinci Tütek, ikinci Çigil (Çekel), üçüncü Barsçak (Berseçar), dördüncü Amlak (Emlak).
-Türk Han’ın oğlu Tütek Han (2.kitapta: Tutuk/Tutek, s.19, 66, 245). 240 yıl yaşadı. (2.kitapta 640 yıl yaşadığı yazıyor. s.19). Türk öleceği sırada Tütek’i kendi yerine padişah kılıp uzak sefere gitti. Tütek akıllı ve devletli iyi padişah idi. Türk içinde çok âdetleri o peydah kıldı… 240 yıl ömründen geçtikten sonra oğlu Amılca Han’ı kendi yerine oturtup gidilse gelinmez denilen şehre gitti.
-Tütek Han’ın oğlu Amılca Han (2.kitapta: İlcehan/ İlçe Han, s.19, 66, 245).
-Amılca Han’ın oğlu Bakuy Dib Han (2.kitapta: Dibbakuy Han/ Dib Baku Han, s. 19, 66, 245). Dip’in manası tahtın yeri, Bakuy’un manası il büyüğü demek olur.
-Bakuy Dib Han’ın oğlu Kök Han (2.kitapta: Kouyouk Han/ Kuyuk/ Göyük Han, s. 19, 66, 245).
-Kök Han’ın oğlu Alınca Han (2.kitapta: Alınca/ Alince/ Alençe, s.19, 66, 245).
-Alınca Han’ın ikiz oğlu oldu. Birinin adı Tatar ve birinin adı Moğol. Babası ihtiyarladıktan sonra yurdunu ikiye bölüp, iki oğluna verip vefat etti. …Tatar ve Moğol, her birisi kendi yerlerinde padişahlık kıldılar.
-Moğol Han’ın oğlu Kara Han. Moğol Han’ın dört oğlu var idi. Büyüğünün adı Kara Han, ikinci Kür Han, üçüncü Kır Han, dördüncü Or Han. Moğol Han büyük oğlu Kara Han’a yurdunu verip, herkesin gittiği yurda gitti.
-Kara Han’ın oğlu Oğuz Han,
-Oğuz Han’ın oğlu Ay Han,
-Ay Han’ın oğlu Yulduz Han,
-Yulduz Han’ın oğlu Minkli Han,
-Minkli Han’ın oğlu Tengiz/Denkiz (Deniz) Han,
-Tengiz/Denkiz (Deniz) Han’ın oğlu İlhan,
-İlhan’ın oğlu Kıyan Han (2.kitap, s.66, 245-246)
Haftaya devam…