Sosyal Medya hesaplarımdan Perinçeğin oğlu Sadık Perinçek "Cumhur İttifakı" anlayışı gereği uzmanı olmadığı bir kuruma atanınca aşağıdaki paylaşımı yapmıştım.
DIŞ İŞLERİ SAĞLAMDA ARTIK!
Türk Düşmanı Maocu Perincek'in tarihci oğlu hariciye dalında akademik çalışması olanların bile giremediği Dış İşleri Bakanlığına girdi...
Kimdir Perinçek diye sorarsanız hakkında şu kadar bilgi vereyim ki:
Türkiye'nin Aristokrat ve Türkiyeyi yöneten etkin,yetkin ve varlıklı bir ailenin özel yetiştirilmiş çocuğu,
Türkün karşısında olan bütün legal ve illegal örgütlerin genel başkanlığı,
1970 ilk yıllarında Abdullah Öcalan ve Ali Kırca ile İlk Kürtçü örgüt olana "Devrimci Doğu Kültür Ocaklarının Genel Genel başkanı,
Sahibi olduğu Aydınlık Gazetesinde ülkücülerin açık adreslerini yayınlayarak(bu kardeşlerimizin hepsi şehit edilmişlerdir) vurulmasına zemin hazırlayan eli kanlı medya patronu,
Türkiye ihtilalci İşçi Köylü Partisi illegal örgüt genel başkanlığı,
Türkiye'de 1979 yılı ara seçimlerinde propaganda konuşmalarında ilk defa "Fırat'ın Öte yanı" tabirini kullanan adam,
Çıkardığı "2000 e Doğru" dergisinde büyük bir Allah ve İslam düşmanı,
28 Şubat dönemlerinde Ülkücülere terörist kamplarında silahlı eylemler yapıyor diye iftira atarak ihbar eden yalancı ispiyoncu,
Kısaca Maoculuk hariç olmak üzere savunduğu bütün fikirlerin aleyhine çalışan büyük dönek,
En son ise namusu, malı, canı kirlenen Doğu Türkistan Türklerinin azılı düşmanı millet düşmanı, kendisinin dahi kendini tanıyamadığı ama hep kollanan bir karanlık adamdır Doğu Perinçek.
Bu paylaşımım üzerine tanıdığım siyasal olarak değilde insan olarak takdir ettiğim Vatan Partisi Beykoz İlçe başkanı FETÖ kumpasına uğramış emekli satçı Yarbay Hakan Ekiz Bey bana aşağıdaki yazısını gönderdi.
"Mehmet Bey,
sizin gibi vatansever olduğuna bizzat kefil olabileceğim birinin ülkenin içinde bulunduğu kuşatılmışlık durumundan adeta habersiz olarak, Ülke savunması ve bekası için siyasi ikbal kaygılarını ikinci plana atan, elini taşın değil kayanın altına koyan, hükümeti sadece milli ve haklı olduğu konularda destekleyen, bu sebepten dolayı da HDPKK, FETÖ, ABD, AB sevicileri tarafından hedef tahtasına konulan, ABD ve CİA raporlarında Türkiye'de ABD düşmanlığını yayan adam olarak itham edilen, RAND cooperation raporlarında ABD tarafından bertaraf edilmesi şart olan adam ve Parti lideri olarak adlandırılan birisini da yukarıda yazdığınız şekilde son derece haksız ve soyut olarak eleştirmenizi üzülerek okumuş bulunuyorum. Bu eleştirilerinizi, geçmişteki sağ sol çatışmalarının iki taraf tarafından yapılmış olan çok büyük hataları tek taraflı olarak değerlendirip eleştirilerinize mesnet yapmanız da ayrıca büyük bir haksızlık ve ön yargıdır. Bu olayların üzerinden geçen bunca vakit bu olayların geri planında ABD gladyo yapısının olduğunu ispat etmiş olmasına rağmen siz ABD ve batı ile yerli işbirlikçilerini yok sayarak bütün bu hataları Doğu Perinçek e fatura etmişsiniz. Taktiri size bırakıyor elinizi vicdanınıza koymanızı bir dostunuz olarak rica ediyorum. Şimdi adeta bakan ya da baş danışman yapılmış gibi bir çok basın kuruluşunun hep birlikte Can Perinçek in devlet memurluğunun onaylanmasının tartışılması sizce de biraz garip değil mi? Bu memlekette konuşulacak daha önemli konular yok mu? Sırf soy adı Perinçek olduğu için bunca tuhaf saldırıya maruz kalan o gencin bazı özelliklerini aşağıda yazıyorum, arzu ederseniz siz de araştırabilirsiniz.
1. Boğaziçi Üniversitesi Tarih mezunu... (Türkiye'de ilk 500'le alıyor) Bölümünü 3.5 ortalamayla bitiriyor... 83 Ales puanı var. 93 YDS puanı var. Ayrıca yine okuldan yüksek onur belgesiyle mezun oluyor...
2. Tarih bölümü bakanlığın alım şartlarında 2016 tarihinden beri var... Yani tarih bölümüyle görevi arasında bir bağ kuramayanlar için önemli bir bilgi...
3. İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Osmanlıca biliyor...
4. Bu bir atama değil!.. Bir sınav... Sadık Can yazılı ve sözlü sınavlardan başarıyla geçerek göreve hak kazanıyor...
5. Liyakat konusu... Bu konuda görüldüğü üzere zerre kadar bir problem yok... Şimdi liyakat diye tutturanların derdi başka. Soyadı Perinçek olduğu için cezaevine mi girmesi gerekiyor?...
6. Can arkadaş şu an asker... Ankara'da vatani görevine devam ediyor...
7. Erasmus ile bir dönem başarıyla Fransa'nın en itibarlı siyaset bilimi/uluslararası ilişkiler okullarından SciencesPo'da okudu...
8. Oxford'un İngilizce tarih sözlüğünü yakın zamanda Türkçe'ye çevirdi... O gencimiz.
CHP nin "Gercek Gundemi"
Fetonun Samanyolusu,
IYI partinin Yeni Cag i,
S400 alininamaz alinirsa uzerlerine otururum diyen Fetonun kanaat onderi Emre Uslu,
Etnik milliyetcilerin kuyrukcusu "Birgun"
Sadik Can Perincek arkadasimizin dıs işlerinde burokrat olarak ise baslamasini hazmedemeyip , balli atama diye duyurdular.
Daha liyakatlisini yetistirebiliyor musunuz ? Siz ondan haber verin.
Yetişmiş liyakatli gençleri soyadından dolayı hazmedemeyen ve karalayanlara kötü haber.
Turkiyenin 40 yılini sigortaladik. Turkiyeyi 40 yil yonetecek genc Ataturkcu, Vatan sever kadrolar yetistirdik.
Hakkıyla sınav kazanan bu gencin soyadı PERİNÇEK olmasaydı bu özelliklerini taktir ederlerdi eminim."
-------
Vatanseverliğine kefil olduğum ama yanlış yerde olduğuna inandığım bu komutanıma bende aşağıdaki cevabı verdim.
Çok değerli komutanım, sizle bu konuyu refarandum sonrası Anadolu Hisarındaki Ferda Beyin evinde yapılan toplantıda konuşmuştuk. Ben zaman neysem aynı fikirdeyim. Kusura bakmayın lütfen sizin hatırınız var diye sevmediğim ve bütün hayatını çok iyi takip ettiğim, Ermeni Katliamı iftirası konusunda tavrı hariç olmak üzere hiç bir hareketini benimsemedim. Zaten o da hep karşımızda oldu.
Zaten hiç bir zaman ne olduğunua o da karar veremedi ki.
Şimdi de Türklerin Anavatanı Doğu Türkistanda, hürriyetlerinden, namuslarından, mallarından, canlarından emin olmadan yaşayan insanlar her asimilasyon dahil en çirkin saldırlarla zulüm eden Çin Devletini savunuyor. Bu nasıl anlayış? Bu duruma neden tepki vermiyorsunuz ki? Bu nasıl bir görüş anlamak mümkün degil.
Tank palet fabrikasının satışını bir bir Türk düşmanı eski Maocuyla Katar ortaklığına 20 yıllığını 20 milyon dolara satışı doğru bulan Perincek nasıl vatansever? Buna onaya verenlerin ve destek çıkanlar tarih huzurunda kendiklerini ne diyerek savunacaklar? Hakeza bu devir işini doğru bulanlara destek verenlerlerin vatanseverliiğini sormalamamak doğru mu?
Sayın komutanım Hocaların Hocası rahmetli Mustafa Kafalı ' nın Türk Ocağındaki konferansında size Perinçek içinn bir şeyler söylemişti...
Gelelim bize: Birlikte tek adamlığın önünü açacak Anayasa değişikliğine birlikte karşı çıktık. Çok çalıştık.Sizin samimi çalışmalarınıza bizzat şahit oldum. Bir vatanseverin yapması gerektiğini yaptınız. Onun için bu refarandumda birlikte çalışma imkanımız oldu. Referandum sonucunun hayır çıkması için gayret ettik. Devlet memuru olduğum için bize yasak olmasına rağmen çalıştık. Bundan da öte Türk Ocaklarında siyasi çalışma yasak olmasına rağmen yönetim kurulumuzun tamamına yakınını üyelerini ve Türk Ocağını işin içine katarak çalıştık.
Mensup olmaktan şeref duyduğum Türk Tarihin en büyük vatansever hareketi olan Ülkücü hareketin bölünmesini göze alarak tek adam değil Türk Milleti büyüktür diyerek karşı çıktık. Hem de ömrümüzü Perinçek ve sol yandaşlarının her türlü saldırılarına karşı birlikte kursunladığımız arkadaşlarımızla doğru bildiklerimiz uğruna ayrıstık. Öyle ya da böyle bir şekilde evet çıktı. Şimdi alanlarda kötülediğimiz ve şiddetle karşı çıktığımız sisteme ve o sistemin tek yetkilisine payanda olmak ve ya olmaya çalışmak benim fikir yapıma uygun değildir. Ve bu durum vatanseverlikle maskelemek asla asla doğru değildir.
Askersiniz en iyi sizin bilmeniz gerekir ki Bekâyı tehlikeye atan kişi Bekâyı kurtaramaz. Türk Tarihde bu hep böyle olmuştur. Bekayı tehlikeye atanlar hemen görevden uzaklaştırlır. Hüküm,töre, örf,teamül ve başarı bunu zaruri kılar. Atatürk diyorsunuz. O zaman kurtuluş savaşında bizzat Atatürk'ün arkadaşı olan komutanlar bile küçük bir yanlışlarının hesabını verdiler. Ali Fuat Cebesoy komutanlıktan alınmadı mı? Hem de Anadolu da bulunan terhis edilmemiş sadece 2 Kolordunun komutanı olmasına rağmen. Ve daha bir çok kişiler.Yakın tarimizi ilgilendiren 30 yakın kitabı dört ay içinde okudum ve bundan da öte tarihe çok ilgi duyarım. Bence yukarıdan emir yerine tetkik ve tahkik sonucu karar vermek en doğrusudıur diye düşüyorum.
Perinçekin oğlunun hakkıyla atadığını ve çok kabiliyetli olduğundan bahisle bazı bilgiler paylaşmışsınız.
Paylaştığınız bilgilere göre sıralamada bu evladımızdan daha başarılı insanların çok fazla olduğunu kabul etmiş oldunuz. Onlar neden alınmadı diye düşünmek yanlış mı olur? Bu evladımız Türkiyemizin emsali bulunamayan kişisi olarak lanse eder gibisiniz. Bunun da Türk Milletine haksızlık olduğunu kanaatindeyim. Bununda ötesinde üniversitelerde akademik eğitimi de hafife almış olmuyor musunuz? Bu bakış doğru mu? Sırf ilçe başkanlığını yürüttüğünüz partinin genel başkanın oğludur diye gereksiz olağanüstü savunmak doğru mu? Ve ya hariciye Bakanlığına bu dalda akademik eğitim almış ve en az Sadık kadar dil bilenlerin neden alınmadı diye düşünmekte insanlar haksız mı? Sadık ve benzeri evlatlarımızı cebinden çıkartacak nice evlatlarımız vardır. Benim İngilizce eğitim veren " Uluslarası ilişkiler ve siyaset bilimi" bölümünü fakülte ikincisi, aynı dalda ingilice yüksek lisansını fakülte ikincisi, yine aynı dalda doktorasını ikinci bitiren ve İngilizce(ana dili gibi), Fransızca, Arapça bilen devlette sırf ülkücü olduğum için iş bulamadığı için halen baba parasıyla geçinen evladımı bile söyleniyorumbile....
Sayın komutanım size bir şey söyleyeyim mi? Sadık delikanlısının övdüğün derecesini geçtik yüzbinlerce kişinin katıldığı sınavlarda Türkiye birincisi olan evladımız mülakatlarda düşük puan verilerek memuriyete alınmayarak elendiğini bütün gazeteler yazmıştı...
Son bir örnek vererek konuyu kapatalım bizleri sırf Ülkücü Olduğumuz için müdürlükten almışlardı. Dava açtık ve göreve iadeyi kazandım. Ama benim talebem olamayacak kadar bilgi yoksunu bir ekip mülakata çağırdı itiraz ederek şerh düştüm ve idareye hukuki zemin oluşmasını engellemek için katıldım. Soru benim Türkiyede 6-7 kadar kişiyle akademik çalışma yaptığım ve 10 yıla yakın baskanlık yaptığım Sendikacılık konusundan geldi. Onlara bu konuyu Türkiyede yazılı kaynak olarak çalışan 6, 7 kişiden birisi olduğumu (360 sayfalik yüksek lisans tez konumu bu alan üzerine hazırlamıştım)söyledim. Soruyu cevapladım ama sounuç daha önceden karar verilmişti. Ve ben başarısız sayıldım.Neden çünkü mülakat zaten beni ve arkadedilmedim. Neden ed ve arkadaşlarımın elenmesi için kurulmuştu. Düzgün olsalardı beni şlarıımı elemek için kurulmuştu.Açık hükme rağmen göreve aide etmeyip uyduruk mülkatalara aldılar. Yani hedef elemek.Yani hukuku bile dinlemediler. İtiraz ettim mahkeme beni tekrar haklı buldu göreve iade tti. Ama yeni kesin karara rağmen iade edilmedim.Ben "Eğitim Yönetimi ve Planlama dalında tezli yüksek lisans yaptım ve YÖK benim "Yönetim Bilimi ve Planlama Uzmanlık" diplomamı verdi.Ve beni uzman olarak tanıdı ve tescilledi.22 yıllık başarı yöneticiliğimi bakan tarafından verilen en üstün başarı belgesi olan Aylıkla Ödüllendirme, 20 yıl çok yüksek sicil, 6 takdir, 14 teşekkür ve sayısız başarı belgeleri ve yine sayısız sertifakalara sahip olduğum halde müdürlüğüm elimden alınmasına rağmen benim yardımcım iki yıllık yüksek okul mezunu olduğu halde büyük şehir milli eğitim müdürü sonra müşteşar yardımcısı şimdi de Türkiyenin 2. Büyük şehrinde Kurtuluş Savaşı komutanlarından Atatürkün arkasından ağladığı Reşat Çiğiltepenin adının silindigi ilde ilde en yetkili müdürü. Neden? Çünkü hem iktidar yanlısı hem de oğlunun adı Tayyip olmasının bir fonsiyonu yoktur mu diyeceksiniz?
İİlim adamları bilgiyi tecrübeler birikimi olarak ifade ederler. Buna göre tecrübeler birikimizi yani bilgimizi ifade edelim o zaman. Yani 2002de bu ana kadar yapılan bütün mülakatlarda hep kendi adamlarını kazandıran bir anlayış sizin partinizin de dört elle sarıldığı "Cumhur İttifakı" anlayışının bu mülakatta hiç bir etkisi yoktur mu diyorsunuz? Böyle deseniz de inanmam çünkü mülakattaki emir eri görevliler günler öncesi hazırlanan kanacakların listesinin haricindeki birini kazandırmaları mümkün mü? Bu hep böyle oldu ve böyle olduğunu yaşadım gördüm müşahede ettim. Bu sebeple aktardımve aktarıyorum.
Sayın komutanım sizi seviyor ve samimyetinize inanıyoruz. Sizin gibi orada sevdiğim birkaç dostlarımız var. Hepsi bu kadar. Yaşadım gördüm muhatap oldum ve kaleme aldım.
SAYIN KOMUTANIM BEN BAŞKALARININ DOĞRULARINI DEĞİL;KENDİ DOĞRULARIMI YAŞAMAK İÇİN GAYRET EDİYORUM.
Selamlar sayın komutanım
·