1968 yılında ortaokuldan sonra Ankara’ya geldim ve 55 yıldır Ankara’dayım. Fırsat buldukça Ankara’yı gezer, yaşadığım şehri tanımaya çalışırım. Haymana’ya, 2017 yılında kurban vesilesiyle gittim ancak gezmeye zamanım olmamıştı.
27 Şubat 2024 Salı günü arkadaşlarımızı ziyaret amacıyla ben, Osman Nuri Arıkan ve Güven Yılmaz Haymana’ya gittik. Önce Çaldağ İlkokulu Müdürü Ertuğrul Bostancı’yı, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığında mesai arkadaşlığı yaptığımız ve Ocak 2021’den itibaren Haymana Belediyesinde Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Enver Yurtdaş’ı ziyaret ettik. Her iki arkadaşımıza da gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyoruz.
Göreve başladığından beri Enver beyin çalışmalarını takip ederim. Belediyenin etkinliklerine mutlaka davet eder. 2022 ve 2023 yıllarında, Ankara Kızılay Metro Sanat Galerisi’nde 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenen “Son Kale Haymana” fotoğraf sergilerinin açılışına katıldım. Bu sergilerde; Atatürk’ün, ordumuzun ve Yunan ordusunun daha önce görmediğim fotoğraflarını gördüm.
Haymana’nın hak ettiği değerin anlaşılması için yapılan bu faaliyetlerin, Enver beyin özverili çalışmalarıyla ve büyük gayretiyle olduğunu da biliyorum. Onun için hakkını vermek gerekir: Enver bey, Haymana’yla ilgili yaptığı çalışmalarla Haymana’nın yeni yüzü oldu, Haymana’yı daha görünür ve bilinir bir konuma çıkarttı, diyebilirim.
Son Kale
Enver beyin -bir eğitimci olarak- yaptığı en önemli hizmeti, Millî Mücadele tarihimizde pek anılmayan Haymana’yı, merkeze koymasıdır. Çünkü Sakarya Meydan Muharebesi’nin adından dolayı Haymana hak ettiği değeri görememiş ve dikkat çekememiştir.
Oysa, Sakarya Meydan Muharebesi’nin hazırlıkları Haymana’da yapılmış; asıl ölüm-kalım savaşı burada verilmiştir. Tarihçiler; savaşın en şiddetli geçtiği, “23-24 Ağustos Mangaldağı, 25-27 Ağustos Gedikli, 26-27 Ağustos Türbetepe ve Köseaptallı, 27-30 Ağustos Harhor, 27 Ağustos-2 Eylül Güzelcekale ve 30 Ağustos-3 Eylül Çaldağı Muharebeleri”nin Haymana topraklarında olduğunu belirtmektedir.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusuna; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” emrini Türbetepe Muharebeleri sırasında vermiştir.
Eğer Yunan ordusunun başlattığı ileri harekât başarılı olsaydı, Ankara’nın yolu açılacaktı. Haymana, Yunan ordusunun ilerleyişinin kırıldığı, durdurulduğu ve hezimete uğratıldığı Son Kale’dir. Yani savaşın dönüm noktasıdır. Birçok defa el değiştiren bu dağ ve tepelerde, askerimiz çok büyük zayiat vermesine rağmen düşmana geçit vermemiştir. Bundan dolayı “Haymana SON KALE”dir.
TBMM, Çaldağı Muharebelerinde geceli gündüzlü üç gün direnen ordumuza selam ve iyi dilek mesajı göndermiştir.
Gazi Paşa, “Sakarya melhame-i kübra/ kan deryası” demiş ve günlük gazeteler “melhame-i kübra” ve “Haymana Meydan Muharebesi” gibi başlıklarla çıkmıştır.
Bu savaşlarda, Yarbay Esat Faik Bey ile Giresun’dan gönüllü olarak bölgeye gelen 42.Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan da dahil 3.824 şehit ve 8.540 zayiat verilmiştir.
Yine, Enver beyin büyük çabaları neticesinde Sakarya Meydan Muharebesi’nin Haymana sınırları içerisinde geçtiği bilgisi, MEB Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile Lise 12.Sınıf “T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük” kitabında yer almıştır.
Haymana’nın Tarihi ve Adı
Çok eski bir yerleşim yeri olan Haymana’nın tarihine girmeyeceğim. Sadece bölgede Selçuklu ve Osmanlı Türklerinden önce Hititler, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslıların hüküm sürdüğünü belirtmekle yetineceğim.
Haymana adına gelince; tarihe meraklı olmam sebebiyle adının nereden geldiğini biliyordum. Ancak, kitap ve broşürlerden farklı görüşlerin de olduğunu gördüm. Önce bildiğimle başlayayım: Hayma/Hayme Ana; Türk toprağı sayılan Suriye’de “Caber Kalesi”ndeki türbede yatan ve yakın zamanda iç karışıklık sebebiyle türbesini koruyamayıp sınırımıza taşıdığımız Süleyman Şah’ın eşidir. Yani, Ertuğrul Gazi’nin anası, Osman beyin babaannesidir. Kayı boyu, Söğüt ve Domaniç’den önce, göç güzergâhında olan Karacadağ bölgesine (Kulu, Haymana yöresine) yerleşmiş ve bir süre burada kalmışlardır. Tartışmalı olsa da Hayme Ana’nın mezarının ilçede olduğu belirtiliyor!..
(Ara not: Bence, “Hayma/Hayme Ana hitabı, halk ağzında Haym’ana şekline dönüşmüş ve zamanla Haymana olmuştur” diye düşünüyorum. Çünkü bu bitiştirme, Anadolu’da halkın konuşmasında ve özellikle halk şairleri şiirlerinde çok kullanılır.)
Kaşgarlı Mahmud’un “Divanü Lugâti’t-Türk” adlı eserinde, Haymana kelimesi “mera, otlak veya yeşillik” olarak açıklanmaktadır. (Bildiğim bir husus da; Memleketim Elbistan’da Hayme/Hayma; bostan tarlalarında, altında oturmak, dinlenmek ve bostanı beklemek için ebadı değişik ama çoğunlukla 1,5-2 mt. kadar yükseklikte, üst kısmı çatallı sırıklarla dallardan ve otlardan yapılan gölgeliğe verilen isimdir, bir çeşit korunak, çardak adıdır. Geceleri, yabani hayvanlardan korunmak için bazan çevresi çalılarla kapatılır. Daha kalın ve sağlam ağaçtan yapıp geceleri üstünde yatanlar da olurdu. İnternette farklı açıklamalar da vardır!..)
Haymana ismiyle ilgili bir rivayet de şöyle: Ankara Savaşı sonrasında Timur’un ordusu, Haymana Ovasında ilerler ve karargâhını bugünkü Timürözü (Demirözü köyü) yaylasına kurar. Timur’un çok sevdiği ve yanından ayırmadığı kızı Mana, bilinmeyen bir nedenle burada kendisini öldürür. Buna üzülen Timur, acı acı bağırarak “Hey Mana neredesin?” diye seslenir. Haymana adı, Timur’un bu acılı seslenişleri sırasında kullandığı sözcüklerden kaynaklanır.
Bir başka iddia ise; “Ankara Savaşı’nın, Haymana’nın Culuk Mahallesinde gerçekleştiği yönündedir. Yakın bir zamanda yapılan araştırmalar ve arazi çalışmaları neticesinde bu iddia ortaya koyulmuştur. Timur’un yanından ayırmadığı tarihçisi Nizamüddin Şami, Ankara Savaşı’nın geçtiği yerden bahsederken ‘Timur Culuğ arazisine kondu’ ifadesi ve topografik verilerin de Haymana’yı işaret etmesi iddiaları güçlendirmiştir” denilmektedir.
Ziyaret edilecek ve gezilecek yerler
Haymana ile ilgili düzenlenen fotoğraf sergilerinden ve temin ettiğim kitap ve tanıtım broşürlerinden faydalanarak bazı bilgiler vereceğim: Haymana Belediyesi’nce, tarihî alanlar ve binalar tespit edilerek gerekli restorasyon ve düzenlemeler yapılmış, bazıları da projelendirilmiştir.
Şehir merkezindeki Çaldağ Müzesi, aynı zamanda “Ziyaretçi Tanıtım Merkezi” işlevi görmektedir.
Ziyaret yerleri: 1-Mangal Dağı Şehitliği, 2-Kışla Hastanesi Şehitliği, 3-Evliyafakı Şehitliği, 4-İkiztepeler Şehitliği, 5-Şehit Binbaşı Hüseyin Avni Alparslan Şehitliği, 6-Atatürk Evi, 7-Türbe Tepe, 8-Çal Dağı, 9-Ulu Dağ.
Tarihî alanlar: 1-Gavur Kalesi, 2-Taburoğlu (Demirözü) Kalesi ve Mağarası, 3-Sındıran Kalesi, Kaya Mezarları, Mağara ve Su Sarnıçları, 4-Güzelce Kalesi, Kaya Mezarları ve Mağarası, 5-İnega Mağarası, 6-Emirler Kesikkavak Kaya Mezarları, 7-Şerefligökgöz Mağarası ve Kaya Mezarları, 8-Türkşerefli Kaya Mezarı.
Camiler ve Türbeler: 1-Hüsameddin Ankaravî (Kutluhan) Camisi ve Türbesi, 2-Merkez Camisi, 3-Hüseyin Bin Mehmed (Karahoca) Camisi, 4-Culuk Camisi, 5-Ahırlıkuyu Camisi, 6-Soğulca Camisi, 7-Cimcime Sultan Türbesi.
Diğer tarihi yapılar, ev ve konaklar: 1-Taş Bina (Osmanlı Redif Taburu Karargâh Binası), 2-Papazın Evi, 3-Culuk Çeşmesi ve Çamaşırhanesi, 4-Hacı Süleyman Çeşmesi, 5-Şehitler Çeşmesi, 6-Çatal Köprü (Yıldızlı Köprü), 7-Bahçecik Nekropolü, 8-Bostanhöyük Mehmet Ağa Konağı, 9-Emirler Kesikkavak Hakbilenler Konağı, 10-Balçıkhisar Mehmet Ağa Konağı, 11-Türkşerefli Dedegil Konağı.
Bir de sadece Haymana’da yetiştiği belirtilen endemik bir bitki/çiçek: Zarif Akyıldız Çiçeği.
Bu arada jeotermal su ile sebze yetiştirilen bir işletmeye gittik. Burada sahibi ve işletmecisi Selim Erdoğan, ayaküstü ayrıntılı bir sunum yaptı. Anladım ki, sera yetiştiriciliği dışarıdan görüldüğü gibi değil; bilgi ve teknik bir iş...
Sonuç olarak, Haymana’ya yaptığımız bu ziyarette çok şeyler öğrendik. Haymana’nın “İstiklal harbimiz” içindeki önemi anladık.