• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • KAMU
  • SENDİKA
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • HUKUK
  • TÜRK DÜNYASI
  • EĞİTİM MEMURLAR
  • Ara
SON DAKİKA:
15:30
Milletin su parasıyla kendine TOGG bile almış
11:34
İstanbul Emniyeti'nde yeni atamalar!
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Köşe Yazarları
  2. Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
  3. Yabancı Kadın Cinayetleri
Yayınlanma: 07 Ekim 2019 - 18:58

Yabancı Kadın Cinayetleri

07 Ekim 2019 - 18:58
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk

 

Ülkemiz; uzun zamandır büyük bir “ahlâk çöküntüsü” yaşamaktadır. Medeniyet yolunda gelişme ve ilerleme beklerken; şiddet, taciz, tecavüz, öldürme, çocuk istismarı, kayıplar, kap-kaç, çetecilik, magandacılık gibi adliyelik olaylar artmaktadır. Eline silah alan kendisini kahraman sanmakta, etrafına korku ve dehşet saçmaktadır. İlerisini veya geleceğini düşünmeden; insanları yaralamakta, cinayet işlemektedir. Bazı erkekler; çeşitli sebepler öne sürerek eşlerini, sevgililerini veya başka kadınları öldürmektedir. Bunlar; herhalde hayatı, dizilerdeki gibi sanmaktadır. Ya da “meydanı boş görmek”te; kendisine bir şey olmayacağını veya ceza almayacağını düşünmektedir.

Cinsiyet ayrımı yapmak istemem, ama medyada çaresiz kadınları görüyorum: Bir kısmı “namus meselesi veya töre” ileri sürülerek vahşete uğramış kadınlar… Kadın cinayetlerindeki artış, son zamanlarda yabancı kadınlarda da artmıştır. “Devlet nerede?” sorusunun tam zamanı… Bu konuda devletin ne yaptığını fazla bilmiyorum: Herhalde yasaları yeterli görüyorlar. Konuyu, sadece -kadın dernekleri dahil- birkaç STK gündemde tutmaya çalışıyor.

Yöneticiliğini yaptığım “Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu” adlı bir kuruluşumuz vardır. Bu kuruluşu, Türk Dünyası’ndaki eğitim dernekleri ortaklaşa oluşturmuşlardır. Tüm “Avrasya ülkeleri”ni kapsamakta; eğitim, bilim ve kültür alanında faaliyet göstermektedir. Federasyona bağlı yurtdışındaki dernek yöneticilerimizin bir çoğu kadındır. Bazı toplantılarda yabancı kadınlara yönelik şiddet olayları da gündeme gelmektedir.

Konuyu bugüne kadar yazmaya fırsatım olmadı. Bir milletvekilinin evinde yaşanan -hem de milletvekilinin silahı ile ölen- Özbekistan’lı Nadira Kadirova olayı üzerine yazmaya karar verdim. Kadirova’nın intihar ettiği belirtiliyor. Ancak, kamuoyunda daha farklı ifadeler dolaşıyor. Olayın üzerinden üç gün bile geçmeden, cenazenin apar-topar ülkesine gönderilmesi şüphe doğurmuştur. Eğer intiharsa, gencecik bir kızı intihara sürükleyen sebeplerin araştırılması gerekir. Herhalde kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılacaktır.

 1990’lı yıllarda SSCB’nin dağılması ile birlikte yakın coğrafyalardan Ülkemize doğru insan geçişleri başlamıştır. Bu dönemde, Karadeniz bölgemize Gürcistan ve Ermenistan üzerinden kadınlı-erkekli insanlar çalışmaya gelmişlerdir. Bölge insanımızın “Nataşa” diye adlandırdığı bu kadınların bazıları, maalesef sosyal rahatsızlıklara ve ailelerin dağılmasına neden olmuşlardır.

Sonraki süreçte Türk Cumhuriyetlerinden, diğer bağımsız ülkelerden, özerk bölgelerden, akraba topluluklarından kadınlar da gelmişlerdir. Yerli veya yabancı erkeklerin; -Türk kadınlarına göre- biraz daha savunmasız ve cazip gördükleri bu kadınlarla arkadaşlıkları, ilişkileri, nikahlı veya nikahsız yaşamaları gibi beraberlikler olmuş ve olmaktadır. Zamanla kıskançlık veya başka sebeplerle yabancı kadın cinayetleri de görülmeye ve basında sık sık yer almaya başlamıştır.

Mesele; cinayete kurban giden kadınların Türk vatandaşı veya yabancı olması değildir: İnsan olmaları ile alâkalıdır. Ülkemize ne amaçla geldikleri de önemli değildir; kimsenin özel hayatı da bizi ilgilendirmemektedir (Tabii ki misyoner olarak veya istihbarat amaçlı gelenler hariç). Belki bu yabancı kadınların bir kısmı turist olarak gezmek, bir kısmı ailesinin rızkını kazanmak, bir kısmı okumak, bir kısmı burada yerleşmek, hatta evlenmek hayaliyle gelmiş olabilirler. Benim kastettiğim; hangi ülkeden gelirlerse gelsinler veya hangi kimliği taşırlarsa taşısınlar kadın-erkek herkesin “yaşama hakkı”nın olduğudur.

Ülkemize gelen yabancı kadınlar; kendi vatandaşlarımızın yapmadığı hizmetçiliği, hasta / yaşlı veya çocuk bakıcılığını yapmakta, sağlık hizmeti vermektedirler. Bazıları evlenmekte veya nikahsız yaşamaktadır. Bazıları da gönüllü veya gönülsüz barlarda, pavyonlarda çalışmakta; fuhuş yapmakta veya fuhuş batağına düşmekte yahut düşürülmektedir. Ancak, bunları yapıyorlar diye kimse öldürülmeyi hak etmemektedir. Bu cinayetleri işleyenler nasıl insanlar ki; taciz veya tecavüz etmek, başını taşla ezmek, bıçaklamak, boğaz kesmek, boğmak gibi canice işleri yapabiliyorlar? Ve/veya telefonuna, parasına, eşyalarına el koyuyor, çalıyor, gasp ediyorlar?

Cinayetleri, sadece Türk vatandaşları da işlememektedir: Basından okuduğumuz kadarıyla maktulün kendi vatandaşı veya bir başka yabancı tarafından da işlenmektedir. Yabancılar arasında çeteleşmenin arttığı gözlenmektedir. Bu konuda, internette emniyetin yaptığı bir araştırmayı gördüm: cinayet aletleri olarak; “ateşli silah, kesici-delici alet, boğma, bedensel güç kullanma ve diğerleri” sayılmaktadır. Cinayet sâikleri olarak da, “cinsel motifler, psiko-sosyal motifler, ruhsal-bedensel sağlık sorunları ve madde kullanımı, ekonomik motifler, başka suç esnasında/ başka suç ile ilişkili olarak” diye belirtilmektedir.

Ne yapmalıyız sorusuna gelince; öncelikle hem fertler hem de millet olarak zihniyetimizi değiştirmek zorundayız. Millî ve dinî değerlerimizi ne kadar yaşıyoruz veya yaşatabiliyoruz? Değerlerimizle uyum içinde miyiz? Yoksa, her şeyde olduğu gibi bu konuda da “Özde değil, sözde mi yaşıyoruz?”

Devlet olarak tedbirlerimizi almalıyız: Devlet yönetiminde “saldım çayıra, Mevla’m kayıra” anlayışı olmaz, olamaz. Ülke yol geçen hanına dönmekten kurtarılmalı, sınırlardan kaçak girişleri önlemeliyiz. “İzinli veya vizeli, çalışma veya oturma hakkı” alarak ülkemize gelenler daha sıkı takip edilmeli ve koruyucu / suçu önleyici tedbirler almalıyız. Suç şebekelerinin ellerine düşmelerine engel olmalı, izinsiz girenleri ülkelerine iade etmeliyiz.

Giderek artan Türk ve yabancı kadın cinayetlerini önlemek için bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Bir sosyal felakete dönüşmemesi için vatandaşlarımızı eğitmeliyiz. Millet olarak; kültürümüz, kimliğimiz, dinimiz gereği “misafirperver” olduğumuzu öğretmeliyiz.

Toplumdaki çarpık düşünceleri yıkmalıyız. Yabancı kadınları (özellikle de eski Doğu Bloku ülkelerinde gelenleri); fuhuşla bağlantılı veya fuhuşa meyyal görmek ya da halk deyimiyle “yollu” addetmek sapıklığı içerisinde olanlara karşı cezaları artırmalı, turizmi baltalayıcı yanlış tavır ve davranışları önlemeliyiz.

Benzer cinayetler başka ülkelerde olsa bile, benim ülkemde olmaması temennimdir. Diğer ülkelerin kamuoyunda Türkiye’ye karşı tepkiye sebep olacak ve ülkemize bakışı değiştirecek her türlü yanlışı önlemeliyiz. Ülkemizin itibarına özen göstermeliyiz.

Önleyici tedbirlerle güvenli bir ülke olduğumuzu gösterirken; ülkeler ve halklar arasında sevgi, hoşgörü ve diyaloğu artırmalıyız.

Ülkelerin, özellikle de Türk ülkelerinin halkları arasında ülkemize karşı olumlu düşünceleri değiştirecek hareketlerden kaçınmalıyız. İleride bu tür cinayetler diplomatik sıkıntılara bile sebep olabilir. Özbekistan’la aramız yeni düzelmişken; Nadira Kadirova olayı meydana gelmiştir. Hiç bir ülke -özellikle kardeş ülkeler- ile arabozucu benzer olaylardan kaçınmalı ve sosyal medyada olumsuz kampanyalar açılmasına sebebiyet vermemeliyiz.

Türk Milliyetçisi ve “Türk Birliği”ne inanmış biri olarak; bu husustaki endişelerimi ve rahatsızlıklarımı dile getirmek istedim. Tabii ki sivil toplum kuruluşları olarak bizlere de çok iş düşmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

  • Türk Kültür Coğrafyası-1 - 06 Temmuz 2025
  • Türkoloji ve Dil-2 - 28 Haziran 2025
  • Türkoloji ve Dil - 15 Haziran 2025
  • Türklük Bilimi Üzerine - 08 Haziran 2025
  • Türklük Bilimi/Türkoloji - 01 Haziran 2025
  • Türkler Hakkında - 25 Mayıs 2025
  • Türklerde Sosyal Yapılar - 18 Mayıs 2025
  • Kültür Milliyetçiliği - 11 Mayıs 2025
  • Ekonomi Savaşları - 04 Mayıs 2025
  • Kritik Madde Savaşları - 27 Nisan 2025
  • Buharî'nin Ebu Hanife Düşmanlığı - 20 Nisan 2025
  • İnancımız ve Çelişkilerimiz-3 - 13 Nisan 2025
  • İnancımız ve Çelişkilerimiz-2 - 06 Nisan 2025
  • İnancımız ve Çelişkilerimiz-1 - 30 Mart 2025
  • Hüccet mi Kudret mi? - 23 Mart 2025
  • Türkler (Halklar-Boylar)-4 - 16 Mart 2025
  • Türkler (Halklar-Boylar)-3 - 09 Mart 2025
  • Türkler (Halklar-Boylar)-2 - 02 Mart 2025
  • Türkler (Halklar-Boylar)-1 - 23 Şubat 2025
  • Türklerin Soy Kütüğü - 16 Şubat 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 25
ilan.gov.tr
Gazete arşivi için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Köşe Yazarları
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Kadriye Demirel (AES Antalya il Temsilcisi , Eğitim koçu)
Toplu Sözleşme Sosyal Medya Anketi
Aziz Dolu Atabey
Aziz Dolu Atabey
Türkler bin boydur biri de Moğol'dur
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Yaşar YENİÇERİOĞLU UAEF Başk
Türk Kültür Coğrafyası-1
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Remzi ÖZMEN TES İst 8 Nolu Şb. Bşk, Kamu-Sen İst eski Bşk
Memur Emeklisi Cezalı mıdır?
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Reyhan Yıldız Eğitimci Yazar
Hayatın Satır Araları: Gündelik Anların Derinliği
Yusuf İPEKLİ
Yusuf İPEKLİ
Araç muayenesi
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Cahit Akdoğan Giresun Valiliği Esk.Halkla İliş. Md
Diyanetten Alkışlanacak Cuma Hutbesi
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Mehmet ARSLAN Eğitim Yönetimi Ve Planlama uzmanı
Birliğimize Kast Edenlere Verilen Değeri, Anlamak Mümkün Değil
Avrupa Turundan Fransa Paris
Canan ÖZDEMİR Uzman Sosyolog
Avrupa Turundan Fransa Paris
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Misafir Yazılar
Haydut Devlet İsrail Bölgede Barışı Ve İstikrarı Engelliyor
Ankara, Adam Gibi Dinle!
Orhan KILIÇOĞLU
Ankara, Adam Gibi Dinle!
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Av.Faruk Ülker Ümraniye Türk Ocağı Eski Bşk
Siyonizm Nedir Ve Siyonizmin Tarihçesi
Siyasi Bir Durum Değerlendirmesi
Ali Kemal Gül
Siyasi Bir Durum Değerlendirmesi
Büyük Orta Doğu Yangını
Türk Ocakları'ndan
Büyük Orta Doğu Yangını
Kerbela Çeşmesi
Şerife Güven
Kerbela Çeşmesi
Bayramın Kutlu Olsun
Köksal Cengiz
Bayramın Kutlu Olsun
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Şevket Sezer
Trabzon'umuzu-Rum ve Pontus diye bilenlere!..
Çok Okunan Haberler
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL Olmuşken Refah Payı Şarttır!
Öğretici: Açlık Sınırı 26.115 TL, Yoksulluk Sınırı 85.066 TL...
Konya'da sağlık skandalı: Hastasından ameliyat parası isteyen doktora gözaltı!
Konya'da sağlık skandalı: Hastasından ameliyat parası isteyen doktora...
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde 69
Haziran enflasyonu TÜİK'e göre yıllık yüzde 35, ENAG'a göre yüzde...
Ana Sayfa
GÜNDEM
KAMU
SENDİKA
DÜNYA
EKONOMİ
SİYASET
HUKUK
TÜRK DÜNYASI
EĞİTİM
MEMURLAR
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Gazete Manşetleri
  • EKONOMİ
  • HUKUK
  • KAMU
  • MEMURLAR
  • SENDİKA
  • TÜRK DÜNYASI
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Gazete Manşetleri
sanalbasin.com üyesidir

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim